İçim şişti - 2-


Bütün gün burada oturuyorum. Sabah 9 akşam en erken 6 buçuk... Düşününce çok korkunç geliyor değil mi? Aynı yer, aynı insanlar, aynı hava,aynı yemek, aynı muhabbetler...
Günün her dakikası da iş oluyor değil heralde. Aradan boşluk da mutlaka oluyor, sonra da sıkılmacalar başlıyor...İnternette gez, gez o da bitince başlıyorum blog okumaya, hele bir tanesini o kadar çok okuyorum ki, artık bu manyaklık seviyesine geldi ama kim olduğunu yazmıycam ne biliyim utanırım... Onunla kanka olmak istiyorum ne salağım.. Belki de son zamanlarda iş dışındaki arkadaşımlarımla vakit geçiremediğim için böyle hissediyorumdur..


O kadar uzun zaman oldu ki hesabını tutamadım. Üşeniyorum, garip bir durum. Belki de son zamanlardaki maddi durumumuzdaki umutsuzluk yüzündendir, kendimizi eve kapatıyor olmamız... Karnım doysun yeter diyorum son zamanlarda ama sırada bekleyen kallavi faturalar bazen bu düşüncemden de üstün geliyor. Benimle ilgili değil de, bazı insanların, şu an var mı yok mu onu da tam kestiremediğim bir kriz geyiğini ileri sürerek maaş vermemesi yüzünden ben işe nasıl gelicem diye kara kara düşünür oldum. Evet yine de ne diyoruz buna da şükür diyoruz... Yanı başımızda insanlar bir hiç uğruna ölürken benim işe rahat rahat geliyor ya da gelemiyor olmamın çok da önemi yok. Tek istediğim üzerimde bir dozer gibi gezinen bu sıkıcı kış mevsiminin bir an önce geçmesi. Hayatımda yaşadığım en sıkıcı ve en gereksiz kış ayı, robot gibiyim bu aralar, mala bağladım, kitap bile okuyamıyorum beni hayata bağlayan metrobüs oldu, ama onun yüzünden de uzuuuun otobüs yolculukları yapamıYorum ve de kitap da okuyamıyorum. Akşam eve gidince kitabı açıyorum 2. sayfasında uykum geliyor,yeni uyku ilacım kitaplar oldu, ne acı, kesin yaşlanıyorum, 27 yaş sendromu sardı 4-1 yanımı...Doğum günü yapıcam dedim kendi kendime bu sene, sonra herkese dedim, maksat uzuuun zamandır göremediğim insanları görmek, onlarla mutlu olmak birkaç saatliğine ama şu an bu fikir bana birden çok uzak ve zor geldi mesela çok üşendim, tuvalete gitmek bile zor geliyor bazen ne iş?


Geçen de birşey farkettim, yeteri kadar paramız olsa İstanbul yaşamak için hiç de fena bir yer değil , benim buralardan gitmek istemem İstanbul da henüz kafama göre bir hayat yaşamıyor olmam, öyle de uç istekler değil aslında bunlar, dediğim gibi sanki baharla beraber hepsi silinecek ve küllerimden yeniden doğacakmışım gibi geliyor.2009 burç yorumumu okudum durdum hatta abarttım, önemli günlerini not aldım. Bakiyim bu gün için ne diyor?Hahhh!Hiç şaşırmadım, yolculuk yazmışş. Zaten ben seyyah olmalıymışım bir tek seyehatlerde kendimi dinlemiyorum o zaman hayat daha kolay geliyor...İstediğim bir semtte oturma hayalimi artık özgür bırakıyorum ben ne kadar bunu içime atsam o, o kadar büyüyor ve gırtlağımı sıkıyor artık. Evet artık herkes duysun, şu an oturduğum yerden nefret ediyorum. Oh be rahatladım walla, 2 seneye yaklaştık, artık özgürsün düşünce git istediğin yere, benden uzaklaş... Biz kararımızı verdik, taşıncaz!!!!


Neyse, hayat bir şekilde geçiiyor,zaman akıyor, geleceğe umutlu bir bakış fırlatmak her günkü dileğim...Kendimi daha iyi hissettiğim günler elbette oluyor, keşke her gün öyle olsa, insan mahlukatının doğasına uymuyor, bir parça çikolata beni kendime getirir eminim ama yemiycem, onsuz da mutlu olmayı artık öğrenmem gerek!!!


Tatile gidesim var gene....

Comments

Popular posts from this blog

333333333333333333!!!!

4444444444444