Posts

Showing posts from July, 2010

Erken kalktım yol aldım

Yıllar sonra bir buluşma gerçekleşti, facebook a kızıyorum mızıyorum amma bu tarafını çok kullandım ne yalan söyleyeyim. Gerçi facebook aracılığı ile buluşmak ne kadar samimi o da tartışılır ama sonuca bakarım ben arkadaş. Velhasıl kelam, lisedeki kankamı yıllar sonra tekrar görmek beni epey heyecanlandırdı ve de sevindirdi. Onunla yaptıklarımızı, paylaştıklarımızı hiiiççç yazamam çünkü yazılmaz harbiden! Ve sonuçta gelmiş olduğumuz noktaya baktık. 2 miz de evliyiz, hatta benim çocuğum var. İlginç olan bu kadar zamandan sonra bile bazı tepkilerimizin, fikirlerimizin halen aynı olduğunu farkettim ve birbirimizden koptuğumuz için kendime bir kez daha kızdım. Kimbilir belki de bu kafaya gelmemiz için ayrı yollardan gitmemiz gerekmiştir, yanyanayken her an bir olay yaşanırdı zira, hiç bir zaman uslu duramazdık. Sonra herşeyi çok küçük yaşta yaşadığımız için, birçok şeyi tükettiğimizi anladık ve şu andaki durağanlığımızı buna borçlu olduğumuzu gördük. Bazı şeyleri artık yapmayı istememe sad

Biri buna bir çözüm bulsun

Hava sıcak, ofis soğuk, hava sıcak, metro soğuk, hava bir sıcak, hava bir soğuk... Bildiğin kısır döngü, sonsuza kadar gidecek korkarım. Sonuç haşta oluyorum. Burnum tıkalı, boğazım kuru ve yanıyor... Hayalcim de öyleydi, o şimdi iyi ama ben yakalanıyorum sanırsam, sıkılmaya başladım, töbee töbee beterin korusun ama, zorlanıyorum bu şekilde yollarda bilmem ne, benim acil bakıma alınmam gerek, popodan dişlere kadar, ne zamanım var, ne enerjim, ne halim, ne de param... Bilemiyorum sonum hayırlara vesile.Moralimi yüksek tutmaya çalışıyorum. Hee bir de ağzımın içi yara, bir de yine kilo vermişim,stop!

Bazen 2...

Hani böyle çok kalabalık yerler olur ya, etrafta iş yerleri, dükkanlar,mağazalar, büfeler falan filan... Karaköy, Levent, Maslak gibi... Pazar günleri bomboş olur ya, bütün dükkanlar kapalı, etrafta hiç insan olmaz, belki birkaç tane kedi dolanır. Yolum düşerse o zamanlarda, hemen içim buruklaşır , bir soğuk bir sevimsiz gelir, korkarım oranın yalnızlığından, ıssızlığından.Hemen yol bitsin kalabalığa kavuşayım isterim. İşte bazen kendimi o kadar yalnız ve ıssız hissediyorum.Pazar günleri terk edilmiş semtler gibi....

Bazen...

Bazen o kadar saçma geliyorki bütün bunlar inanamıyorum.Hep boşu boşuna uğraştığımızın hem farkında olmak hem de hala uğraşmak gerçekten çok saçma geliyor! Ne işim var benim buralarda??

Yeraltı rüzgarı

Metro gelirken böyle deli gibi bir rüzgar çıkar, insanın yüzüne yüzüne çarpan, üşüten, titreten.. Garip bir kokusu vardır, bok kokusu desem değil, rutubet mi desem ne desem bilemedim.... İğrenç olduğu kesin ama. Nefret ediyorum böyle yüzüme yüzüme çarpmasından, pisleniyorum sanki. Bir de metrodan iner inmez sigara yakan gençleri gördükçe fena oluyorum, zaten 10 dakka sürüyor ne bu telaşınız zehirlenmek adına? Biz de tiryaki idik ya zamanında,insanın kendine böyle eziyet çektirmesi neden hoşuna gider?? Sigarayı bırakmış olduğuma zaman zaman hala inanamıyorum. Bitti.

Yanlış zaman mı yoksa??

Hayatımda bu kadar zorlandığımı hatırlamıyorum. Tam işe adapte oldum diyorum hopppp başka bişi oluyor, süt bilmem nesi peşimi bırakmıyor, ateşler içinde yatıyorum... Bildiğin grip gibi, kamburum çıkıyor, memem şişiyor, antibiyotik içiyorum, doktora gidiyorum, bebeğe bile bakamıyorum, uyuyamıyorum.... Doktorum diyor ki sütünü keselim, olur mu diyorum, daha çok küçük, hiç değilse 1 yaşına kadar emsin, o zaman bunu çekersin hep diyor, sıkılıyorum... Birsürü insan nasıl beceriyor, hem işe gidip, hem bebeklerini nasılbesliyorlar bilemedim... İş yerinde sütü sağmak da zor iş, vakit yaratıp bununla ilgileneceksin falan bilmem ne... Annelerin hasta olmaması lazım, 2 gündür doğru dürüst ilgilenemiyorum,buna da sıkılıyorum, normale dönmek istiyorum, eski Nilay olmak istiyorum, olamıyorum... Ben olsam bile hiçbirşey eskisi gibi değil ki hayatımda, kafam yine çok karıştı, keşke beni işten çıkarsalar diye düşünmeye başladım, iyi değilim kısacası... Bebişimle başbaşa kalıp düşünmeye ihtiyacım var...