Posts

Showing posts from June, 2011

Çocuklu hayat üzerine birkaç cümlem olabilir.

Cumartesi günleri mutlaka gezmem gerekir, sabahın köründe kalkar giyinir, birileriyle buluşmasam bile, kendimle başbaşa mutlaka sokaklarda dolaşarım. Tabii artık yalnız değilim, Hayal'le birlikte arşınlıyoruz yolları. Cumartesi günü Taksime gitmek gibi bir delilik yaptık her zaman olduğu gibi ve Tünel'den meydana oradan da Beşiktaşa kadar kucağımda taşıdım. Çünkü hanımefendi arabasında oturmayı  tercih etmedi, koyduğum an çığlık çığlık, göz yaşları içinde bana yalvarır gibi bakarak kucak istedi.. Çaresiz taşıdım, şu an hala belim ağrıyor.Eve geldik koyun koyuna uyuduk mis kokusuyla... Sonra pazar, sabah 7 buçukta kalkış! E iyi artık cumartesi geceleri de erken yatıyoruz zaten sorun değil! Kahvaltı bilmem ne saat 11 olmadan uykusu başına vurdu tabii Hayal'in, anne-baba ve çocuk saat 2 ye kadar uyuduk. Döne döne, sarıla sarıla... Sonra da evde duramayız, batıyor bişiler. Yeşillik, çimen neredeyse biz de orada, köpekler, kediler ve bebekler, yeşil, müzik... Tek eksik yemek!
Image
Foto: http://justrixt.blogspot.com/

Ben hiç

Image
Ben hiç yurt dışı na çıkmadım.  Ben hiç uçağa binmedim.Ben hiç Citys Nişantaşına gitmedim.Ben hiç Bodrum a gitmedim. Sevmiyorum.Ben hiç yalan söylemedim demedim.Ben bazen hiç özleme dim . Ben hiç kimsesiz çocuklara yardım edemedim.Ben hiç karanlık tan korkmadım.Ben hiç sushi yemedim.Ben hiç Mad Man izlemedim.Ben hiç yalnız kalmadım.Benim  hiç çok para m olmadı.Ben hiç unutma dım .Ben hiç kırmak istemedim.Ben hiç tek başıma tatil e gitmedim.Ben hiç sır tutamam.Ben hiç zorla iş yapamam.Ben hiç okey oynamadım.Ben hiç solaryuma girmedim.Ben bazen hiç kimseyi çekemem.Ben bazen hiç olmak istedim.   Foto:http://justrixt.blogspot.com/

Canım ülkem

Ben siyasetten hiç anlamam, gerçekten cumhurbaşkanı kim diye sorsalar durur bir düşünürüm, magazin programlarındaki aptal güzeller gibi (burada kendime de güzel diyorum saçma oldu) saçmalayabilirim. Ama zor da olsa doğru cevabı verebilirim, sadece birçok insan gibi genel geçer şeyleri bilirim, way efendim kaç yılda bir seçim oluyor, muhalefet bilmem ne gerçekten so boring. Benim canım ülkemin kaderi yine belli oldu, kafam basmadığı için yorum da yapamıyorum. Sadece kendi yaşadıklarımdan ve deneyimlerinden yola çıkarak bazı şeyleri anlayabiliyorum. Artık bir çocuğum olduğu için kendimden ziyade onun geleceği için uğraşıyorum, şartların iyi olması için, özgür büyüyebilmesi için... Ne kabarmış bir milletçilik duygum vardır, ne de nefretim. Milli maçlarda hiç duygulanmam, Eurovision'u umursamam, sanatla ilgili 40 yılda bir güzel birşey olursa sevinirim, sokak çocuklarını görünce ağlarım. Boğazı ben de beğenirim, ama ona karşı balık yiyelim diye bugüne kadar hiç tutturmadım, Kara

Kendimi yakaladım, kaçarken kendimi

Makyaj yapmayı hayatımdan çıkardığımdan beri ne kadar da rahatım, ne kadar da... Ayağımda son teknoloji ile üretilmiş supersonic sandaletlerimle, ayacıklarım terlemeden, küçük parmağım şişmeden ve de yara bantı kullanmadan kilometrelerce yürüyebilirmişim gibi geliyor, ver elini Avrupa! Babetlerin kokuşmuşluğu, kurtuldum senden! Şimdi pamuk gibi ayaklarım var. Meğer beni sıkan ne çok şey varmış, ne çok ayrıntı, resmen boğuluyormuşum, şimdi kıyıya  varmak ne güzel! Evet belki bu kıyının ardındakileri bilmiyorum henüz, ama dedim ya kıyıya vardım artık boğulma tehlikesi yok! Şimdi ben gittim artık,  ekmek çantasından bozma bez çantamla  yollardayım yine, kalbimde büyük bir sevgi, aklımda parlak bir fikirle.Ona göre!

Kalbimdeki Huzur

Bir masalın içindeydim. Hem de 8-9 yaşlarında bir çocuğun masalı... Sarı saçlı, beyaz elbiseli işte bildiğin bir iyilik meleği gelmiş yanıma. Bana bu gece için ne dileceğimi soruyordu. Sadece bir hakkım var tabii. Ben de düşünüyorum düşünüyorum o an aklıma hiçbirşey gelmiyor, ev, araba, çok para....Hiçbiri, hiç bir dileğim yok, son anda neredeyse peri gitmek üzereyken, kalbim için huzur diyiveriyorum, "Bana, benim kalbime huzur ver sadece, başka birşey istemem"...