Posts

Showing posts from 2010

1 senelik bebik!

Image
Hayalcim çok kısa bir zaman sonra 1 yaşını dolduruyor. İnanamıyorum değişimine, maşallahhh :):) Çok seviyorum onu çok!!!!

Gözümün önündeki siyah benek, lütfen artık gider misin?

İnsanlar facebook profillerine çizgifilm karakterleri koymuş, koca koca adamlar, teyzeler. Tamam konu çok mühim vermek istedikleri mesaj dünyanın en önemli  sorunu, amma saçma saçma işte çizgi film karakteri!! Biz neyi nasıl ifade edeceğimizi bilmeyen bir toplumuz, hepimizin ortak sorunlarından biri bu. Misal ben de kendimi nasıl ifade edebileceğimi tam olarak bilseydim şu an bu satırları yazıyor olmazdım. Üzerimdeki bu ağırlık ne zaman gidecek bilmiyorum ama artık iş bulmak istiyorum, konunun özeti bu

Bana cvini yolla, sana kim olduğunu söyliyim!!!

Karşıma çıkan 10 kişiden 9'u "bana cv ini yolla" muhabbetine giriyor. Girmeyen o 1 kişi varya işte o benim gerçek dostum!!! Çünkü yalan söylemiyor!! "Mutlaka görüşelim" de en az "bana cvini yolla" kadar ezik...Yapmayın ya gerçekten...

Tavandaki nokta arkadaşım

Mutsuz olmak için bahane arıyorsun dedi sesi birden yükselmişti... Sonra aniden dışarıda bir köpek havlamaya başladı, korktu yanıma sokuldu, sarıldı... O uyurken ben düşündüm yine, gözlerimi tavana diktim, yıllardır orada duran nokta arkadaşıma bakarak düşündüm yine...

Arkadaşlarım evlenince hüzünleniyorum

Arzucuk da evlendi. Ben böyle sevdiğim arkadaşlarım evlenince bir garip oluyorum, hüzünleniyorum yaşlı teyzeler gibi... Hele bir de yaşça benden küçüklerse değmeyin hüznüme! Nikah masasında görürsem eğer salya sümük, onların en mutlu günün de benim moralim bozuk,kesin bu durumun bir adı vardır... Tabii neye  göre "en mutlu gün" o da tartılışır. Evlilik acayip bişi, bazen çok güzel bazen de sıkıcı olabiliyor. Ama benim gibi huzur manyağı iseniz tam size göredir! Ben burada kalkıp ahkam falan kesemem herkesin fikri kendine ama şunu da belirtmeden geçemiyeceğim, evlilik bence çocuk için yaratılmış birşey. Gerçekten bebek yapmak isteyenler evlensin derim yoksa faso fisoymuş... Evliliği besleyen de mesleyen de çocuktur arkadaş gerisi yalan!!! ooooooo Nilay saçmala diyorsunuz dimi? "biz aşığız biz deliler gibi sevişerek evlendik ama hala heyecanımız var", çocuk yapın sonra konuşalım bunları lütfen!!!Adrenalin çocuk demektir!

BiR haftalık ev hanimi

Isı bırakalı tam 1 hafta oldu, bu sefer elimde kumanda kıçında yirtik pijama gezmiyecegime kendi kendime soz vermiştim bu hafta sözümü tuttum, ev ısı, bebek ve de freelance calışmalarımız gecti, o kadar yoruluyorum ki gece basım done done uyuyorum bayağı sarhoş gibin. Sunu anladım ki ise gitmek benim için tatile gitmek gibi bisiymis o yüzden hen bir is bulmam gerek, yemin ediyorum daha az yoruluyorum. Allahım ev ısı yapmaktan nefret ediyorum gercekten depresyona giriyorum böyle bir moralim bozuluyor garip haller... O yüzden evi dağıtmamaya özen gösteriyorum:p Yani hayat çok garip lan. Bunu anladım . İyi ki anne olmuşum diyorum acayip gözüm açıldı, bütün dünya beni terketse No problemo o derece yani. O kadar boş o kadar boş geliyorki geçmişim kendime şaşıyorum ya kimler için uzulmusum, dertlenmisim ota boka. Yani hanımlar anne olmadan dunyayı anlayazmasiniz o yüzden bosuna ugrasmiyin derim ve ceker giderim!

Siz öyle sanın

Dışarıdan ne kadar da umursuz, eğlenceli, komik, geyik vs... gözüküyorum di mi?İçimi bir görseniz kaçarak uzaklaşırsınız, hele kafamın içini... aman diyim

Götüm başım ağrıyor kimi zaman

Bir doğum yaptım hayatım değişti!E tabii öyle olacak gerizekalı dediğinizi duyar gibiyim. En son gözlerime olanları da doğum tetikliyormuş, hayırlısı ne diyim... Peki ya bu kıçımdaki ağrı da neyin nesi, artıkın bunun içinde daktıra gitmek istemiyorum... Hayal çılgınlar gibi emekliyor, gitme dediğim her yere gidiyor, başladık işte, altını bile değiştiremiyorum, sürekli bir hareket halinde çocuk, et tutmuyo o yüzden,  ben de tabii, bu kadar öküz gibi yiyip neden bir türlü kilo almadığımı bilmem anladınız mı,sürekli onun peşindeyim, mesela şu boktan yazıyı yazarken bile 20 defa falan kalktım , sanırım evin şeklini tamamen değştirmemiz gerekiyor. İşi bırakıyorum, sebepleri uzun, evimin kadını çocuklarımın anası gibi bir durum söz konusu değil, harıl harıl iş bakıyorum ama bi bok yok, bakalım nasıl bulucaz, unutmuşum 4 senedır kıcım rahat görmüş, eğlence şimdi  başlıyor. Bugünde Cumartesi gecesi, dün de Cumaydı... Bize bişi ifade etmiyo artık, yakında bana hergün cumartesi olacak ya z

Biliyorum henüz çok erken ama aklıma söz geçiremiyorum

Şimdi kendim garip bir çocukluk ve ergenlik dönemi geçirdiğim için, kendi kızım için şimdiden çok endişelenmeye başladım. Birsürü korku var içimde, eminim birçok kişiye de olmuştur, oluyordur, ama belki babasına benzer diye düşününce rahatlıyorum biraz... Ama işte yine de düşüncelerimi dizginliyemiyorum. Ya büyüyünce beni beğenmezse, benimle vakit geçirmekten sıklırsa, erkek arkadaşımda kalacağım diye tutturursa, odasında gizli gizli sigara içerse, eve sarhoş gelirse, okumak istemezse, saçma sapan arkadaşları olursa, arabesk müzik dinlerse, küçük yaşta makyaj yapmaya başlarsa, yurt dışına kaçıcam diye tutturursa, bayram ziyaretlerinden nefret ederse, sabah erken kalkmayı sevmezse, spor yapmak istemezse, sürekli yemek seçerse, zırt pırt sevgili değiştirirse, metalci olursa, kro gibi giyinirse, dekolteyi çok severse, biz neden zengin değiliyiz diye sorarsa, babam neden hep geç geliyor diye kızarsa, anne sen menepoza girdin derse, bana küfür ederse, yalan söylerse, evden kaçarsa, ya, ya,

High and Dry

Şarap, gazoz, beyaz leblebi, bu şarkı, biz... Evet bu şarkıyı ne zaman dinlesem kafamda hep aynı resim canlanıveriyor. Üzerinden sanırım 10 sene falan geçti, yani ben 18 falandım (oha yaşım ortaya çıktı!). Odanın kokusu bile geliyor burnuma, Kadıköy'deki o evin, havasızlık ve güneşsizlik kokusu... Cep telefonum da yok o zamanlar, belki olsaydı birsürü fotoğraf çekerdim, elimde hiç anı yok, kafamdakiler dışında... İlk sigaram, ilk sarhoşluğum, ilk öpüşmem... Ne kadar farklıydım yaşıtlarımdan, ne kadar asiydim, ama ne kadar da üzgündüm... Hep o şarkılar yüzündendi, keşke Tarkan ya da Burak Kut dinleseydim... Saçma sapan şarkı sözleriyle avutsaydım kendimi, anlamsız savaşlarıma daha geç başlasaydım. Neyse keşke demenin bir alemi yok, büyümek için o kadar sabırsızlanan dedem değildi sonuçta. Hala aryorsun beni zaman zaman, hayatından bahsediyorsun, eski Nilay değilsin artık dimi diyorsun, iyi ki değilim diyemiyorum sana nedense, sanki utanılacak birşeymiş gibi, ama haberin yok ki sen

Atışalanı'nda bir ev ve biz 3 müz...

Beheyyy yıllar önce deseler, ağzımla değil başka yerlerimle gülerdim,zamanının en sıkı metalcileri(ama gerçekten, öyleki bir keresinde metalciyim diye 40 gün saçımı bile yıkamamıştım)evde toplanıp kısır ve patates salatası eşliğinde dedikodu yapacak!!Neydim değil ne olacağım de!!öyle bişi

Konuşamıyorum bari yazıyım dedim

Şimdi en yakın arkadaşlarım sandığım 2 kişi vardı, hoş birinden birkaç sene öncesine kadar vazgeçmiştim zaten, diğeri ile iyidik yine, öyle özel günler de bilmem neyde arayıp sorardık birbirimizi. Son bu diğeri öbürüyle daha sık görüşmeye başladı tabii ben çoluk çocuğa karıştım, çıkamıyom ya dışarı ha diyince,fena kanka oldular. Ondan sonra diğeri de öbürü gibi olmaya başladı ve şimdi 2 side beni hayatlarından yavaş yavaş çıkardılar!Umarım anlatabilmişimdir. Diğeri ve öbürü... Arıyorum telefonlar açılmıyor, mesaj çekiyorum tribal tribal ama tabii geri dönüş namına bir tık yok. Neyse yapıcak birşey yok, önce dedim belki müsait değillerdir, teli açmaya ama öyle bişi olmadığını biliyorum, ya da kontorüm yoktu arayamadım seni muhabbetlerinden kusmak istiyorum, zati çok yoruldum ve sıkıldım bu durumdan, ne bok olacağı umrumda bile değil. Diyeceğim şu ki,bütün arkadaşlıkların sonu aynı, bir dönem kıç kıça gez, sonra yolda gör kafanı çevir, tıpkı yıllarca beraber olup ayrılınca "gebersin

Nilay'ın dandik keki

Aslında yemek yapmaktan bazen çok keyif alıyorum ama her zamanki sabırsızlığım yemek yapmakta da gösteriyor kendisini, hemen pişsin, hemen bitsin hesaaabııı.. Pazar günü kalktım üşünmedim kek yaptım, ama yine olmadı: Sorun 1: Mikserimin motor kısmını çeşmenin altında yıkadığım için alet yandı, el çırpıcısı ile çırpmak zorunda kaldım ama kolum ağrıdı en fazla 2 dakka dayanabildim. Sorun 2: Kekin pişip pişmediğini anlamak için kürdan batırdım, öküz gibi kabarmış olan kek pıssstt diye sönüverdi!! Sorun 3: Bana göre pişmiş olan keki kalıptan çıkarmak için arkasına pat pat vurdum bir türlü düşmedi, sonra düştü ama yarım yamalak. Sorun 4: Görünüşü kötü olmasına rağmen tadı çok güzeldi nası oluyosa??? Yedik hatta Hayal bile yedi, ama kabul ediyorum beceriksizin tekiyim, iyi walla Rasim beni almış! (ALMAK!?)

Inception

İzledim,evet, bebekten sonra ilk sinema deneyimim... Özlemişim evet, reklamları bile hem de!! Film mi? Evet, güzeldi ama şahane değil, etkileyici ama o kadar da değil! Çok hevesliydim, hevesim kursağım da mı kaldı evet!! Kursak ne korkutucu geldi birden!!!!

Tatlişko büyüyünce.

Gizli gizli (!) takip ettiğim bloggerlardan biri MUMMY sayesinde öğrendiğim ve seneye kesinlikle gitmek istediğim bir yer: Dedetepe Çiftliği . Tatlişko seneye 1,5 yaşında olacak zaten... Böyle insanlara gerçekten inanılmaz gıpta ediyorum hatta kıskanıyorum! Kendime kızıyorum sonra, ot gibi yaşadığım için, işe yarar bi bok yapmadığım için, günün birinde belki bulurum hem beni hem de bu dünyayı mutlu edebilecek bi uğraş!İlhammmmmmm

Boşluğum ve Ben

Benim içimde bir boşluk var, Kapanmıyor o boşluk biliyor musun? Bazen orada kayboluyorum, Ne onunla yapabiliyorum ne de onsuz... Boşluğum ve ben, bazen çok üşüyoruz...

Anlam veremediğim lise yıllarım...

Ben lisedeyken deli gibi Radohead dinlerdim, öyle böyle değil ama, bayağı bir fanatikleriydim. Thom Yorke'a aşıktım falan filan....(nasıl oluyorsa) Acıklı acıklı onları dinler, ağlardım, içerdim, delirirdim. O yaşta o kadar hüznü neden taşırdım inanın hiçbir fikrim yok, 15 yaşında genç bir kız neden kendini sigara tiryakisi olmak için zorlardı ya da sabah sabah neden en dandik kırmızı şarabı içerdi ki, bunu da hiç bilmiyorum, kendime sürekli bir işkence hali içindeydim, belki o zamana göre haklı sebeplerim vardı kendimce, ama kendime zarar vererek bunu çözmeye çalışmak ne kadar akıl karıydı. Şimdi bile Radiohead'in o The Bends dönemindeki şarkılarını dinleyince tüylerim diken diken oluyor. Yaşıtlarımın başına kavak yelleri eserken ben çözemediğim sorunlarımdan Radiohead şarkıları ile kurtulmaya çalışıyordum. Yanımda da hep aynı insan vardı. Way be diyorum şimdi düşününce, way be...Şimdi büyüdüm, atlattım ama Benim de kızım var, çok korkuyorum!!!

Zannedersem ki....

Evet doğru burası çok değişmiş, ama benim de aynı olduğum söylenemez!!!

Fil bacaklı gelin

Başlığı hemen açıklıyım; rahmetli babanemin sülalemizdeki bazı kadınlara taktığı komik komik isimler vardı, bu da onlardan biri. Kalın bacaklı olduğı için şimdi ne adını ne kendisini hatırladığım biri için böyle derdi "Fil bacaklı gelin". Komik kadındı babanem... Gelelim bu konunun benimle olan ilgisine, artık kalın ayak bileklerini liposuction ile inceltiyorlarmış!!! Araştırdım,ettim sanki yaptıracakmış gibi, zira oldum olası bileklerimin kalınlığından rahatsız olmuşumdur. Bayağı bir gaza geldim haa, estetik merkezlerine falan bakıım dedim kendi kendime ta ki bu sabaha kadar... Sabah durağa doğru giderken bir teyze de önümden ilerliyordu, incecik biri ama yüzünü görmesem genç kız sanacaktım. Anam bir baktım ki bacaklarından biri dizden aşağı davul gibi şişmiş, ama öyle böyle değil,kocaman olmuş. Gözlerim fal taşı gibi oldu, bir bacağı incecik bir bacağı şiş böyle, belli hasta, geçmiş olsun,şifa versin... Üzüldüm bir garip oldum, neyse tam bu manzarayı unutmaya çalışırken bu

Başlık bulamadım

Annem beni gün içinde hiç aramaz acşil bişi olmadığı sürece, dün telefonuma çağrı attığı zaman ters bişiler olduğunu hemen anladım tabii. Korka korka aradım, hastanedeymiş beni acil ameliyata alacaklar falan dedi. Dur dedim ya ne ameliyatı hemen ev geç ben geliyorum dedim. Taksiye atladığım gibi Paşa'ya vardım 15 dakikada.Annem de babam da renkler gitmiş tabi, panik havası son sürat esiyor. Hemen dedim Nasır'a (bizim ailenin jinekoloğu) gidiyoruz. Ben gidemedim tabii, bebişi bırakabileceğimiz kimse yok. 1 saatte iş tamam, detaya fazla girmek istemiyorum. Şİmdi Salı gününü bekliyoruz, patalojiye giden parçanın durumuna göre tedavi olacak. Annem'e bişi olduğu zaman bir anda patlakverir ve de hep uzun tedavi gerektiren şeylerdir. Ona ne kadar iyi bakmaya çalışsak da, o ne kadar kendine dikkat ettese de ne yazık ki bu tür şeyler hiç peşimizi bırakmaz oldu. Artık alıştım demek istemiyorum ama hiç değilse acil durumlarda ne yapmam gerektiğini az çok öğrendim. Soğuk kanlı olmaktan

Kestirip attım!...

Doğumdan sonra bir türlü bitmek bilmeyen saç dökülme sorunuma karşı gerçek bir savaş açmış bulunuyorum. En büyük silahım da saçlarımı kestirmek! Tıpkı bir erkek gibi düzenli olarak berbıra gidip kırt kırt, daha önceleri nasıl kezban gibi uzun saçlı geziyormuşum şaşıyorum kendime! Dünyanın en rahat şeyiymiş kısa saç. Gerçi bebiş artık tutup çekemiyecek ama olsun... Yine her zaman olduğu gibi konu dönüp dolaşıp ona geliyor, çek seviyorum napayım????? Gönül isterki yeni saçımla şuraya bir fotogıraf attıveriyim amma ofiste olmaz,evden yaparım belkim. Bitti.

Dayanmak ne zormuş

Şu an abartmıyorum Hayal'in kokusunu duyuyorum ve ağlamamak için kendimi çok zor tutuorum, onu düşünürken herşey ve herkes ne kadar boş geliyor Allahım sen yardım et bana:(Yaptıklarımız, yaşadıklarımız ne kadar saçma, tek gerçeğim o...

Herkesin var da benim yok mu??

Cep telefonu geçmişim 2000 yılına dayanır, üniversiteyi kazanınca annemgil almıştı hedaye olarak, ama bence benim azgınlıklarımı takip etmek amacıyla aldılar. 10 sene olmuş,bu süre zarfında sanırım 4 tane falan telefon değiştirdim,genelde ya elden düşme kullandım or hediye geldiydi. Telefona para harcamaya karşıydım zira, neyse sadede gelelim, Rasim dün bana Iphone aldı, çok korkuyorum dünden beri ona bir zarar gelecek diye:) Alışık değilim, biliyorum herkeslerde var ama ben bir garibim utanıyorum çıkarmaya insan içinde, öffffff masraf oldu desem de inanmayın, çok sevinçliyim:)

Erken kalktım yol aldım

Yıllar sonra bir buluşma gerçekleşti, facebook a kızıyorum mızıyorum amma bu tarafını çok kullandım ne yalan söyleyeyim. Gerçi facebook aracılığı ile buluşmak ne kadar samimi o da tartışılır ama sonuca bakarım ben arkadaş. Velhasıl kelam, lisedeki kankamı yıllar sonra tekrar görmek beni epey heyecanlandırdı ve de sevindirdi. Onunla yaptıklarımızı, paylaştıklarımızı hiiiççç yazamam çünkü yazılmaz harbiden! Ve sonuçta gelmiş olduğumuz noktaya baktık. 2 miz de evliyiz, hatta benim çocuğum var. İlginç olan bu kadar zamandan sonra bile bazı tepkilerimizin, fikirlerimizin halen aynı olduğunu farkettim ve birbirimizden koptuğumuz için kendime bir kez daha kızdım. Kimbilir belki de bu kafaya gelmemiz için ayrı yollardan gitmemiz gerekmiştir, yanyanayken her an bir olay yaşanırdı zira, hiç bir zaman uslu duramazdık. Sonra herşeyi çok küçük yaşta yaşadığımız için, birçok şeyi tükettiğimizi anladık ve şu andaki durağanlığımızı buna borçlu olduğumuzu gördük. Bazı şeyleri artık yapmayı istememe sad

Biri buna bir çözüm bulsun

Hava sıcak, ofis soğuk, hava sıcak, metro soğuk, hava bir sıcak, hava bir soğuk... Bildiğin kısır döngü, sonsuza kadar gidecek korkarım. Sonuç haşta oluyorum. Burnum tıkalı, boğazım kuru ve yanıyor... Hayalcim de öyleydi, o şimdi iyi ama ben yakalanıyorum sanırsam, sıkılmaya başladım, töbee töbee beterin korusun ama, zorlanıyorum bu şekilde yollarda bilmem ne, benim acil bakıma alınmam gerek, popodan dişlere kadar, ne zamanım var, ne enerjim, ne halim, ne de param... Bilemiyorum sonum hayırlara vesile.Moralimi yüksek tutmaya çalışıyorum. Hee bir de ağzımın içi yara, bir de yine kilo vermişim,stop!

Bazen 2...

Hani böyle çok kalabalık yerler olur ya, etrafta iş yerleri, dükkanlar,mağazalar, büfeler falan filan... Karaköy, Levent, Maslak gibi... Pazar günleri bomboş olur ya, bütün dükkanlar kapalı, etrafta hiç insan olmaz, belki birkaç tane kedi dolanır. Yolum düşerse o zamanlarda, hemen içim buruklaşır , bir soğuk bir sevimsiz gelir, korkarım oranın yalnızlığından, ıssızlığından.Hemen yol bitsin kalabalığa kavuşayım isterim. İşte bazen kendimi o kadar yalnız ve ıssız hissediyorum.Pazar günleri terk edilmiş semtler gibi....

Bazen...

Bazen o kadar saçma geliyorki bütün bunlar inanamıyorum.Hep boşu boşuna uğraştığımızın hem farkında olmak hem de hala uğraşmak gerçekten çok saçma geliyor! Ne işim var benim buralarda??

Yeraltı rüzgarı

Metro gelirken böyle deli gibi bir rüzgar çıkar, insanın yüzüne yüzüne çarpan, üşüten, titreten.. Garip bir kokusu vardır, bok kokusu desem değil, rutubet mi desem ne desem bilemedim.... İğrenç olduğu kesin ama. Nefret ediyorum böyle yüzüme yüzüme çarpmasından, pisleniyorum sanki. Bir de metrodan iner inmez sigara yakan gençleri gördükçe fena oluyorum, zaten 10 dakka sürüyor ne bu telaşınız zehirlenmek adına? Biz de tiryaki idik ya zamanında,insanın kendine böyle eziyet çektirmesi neden hoşuna gider?? Sigarayı bırakmış olduğuma zaman zaman hala inanamıyorum. Bitti.

Yanlış zaman mı yoksa??

Hayatımda bu kadar zorlandığımı hatırlamıyorum. Tam işe adapte oldum diyorum hopppp başka bişi oluyor, süt bilmem nesi peşimi bırakmıyor, ateşler içinde yatıyorum... Bildiğin grip gibi, kamburum çıkıyor, memem şişiyor, antibiyotik içiyorum, doktora gidiyorum, bebeğe bile bakamıyorum, uyuyamıyorum.... Doktorum diyor ki sütünü keselim, olur mu diyorum, daha çok küçük, hiç değilse 1 yaşına kadar emsin, o zaman bunu çekersin hep diyor, sıkılıyorum... Birsürü insan nasıl beceriyor, hem işe gidip, hem bebeklerini nasılbesliyorlar bilemedim... İş yerinde sütü sağmak da zor iş, vakit yaratıp bununla ilgileneceksin falan bilmem ne... Annelerin hasta olmaması lazım, 2 gündür doğru dürüst ilgilenemiyorum,buna da sıkılıyorum, normale dönmek istiyorum, eski Nilay olmak istiyorum, olamıyorum... Ben olsam bile hiçbirşey eskisi gibi değil ki hayatımda, kafam yine çok karıştı, keşke beni işten çıkarsalar diye düşünmeye başladım, iyi değilim kısacası... Bebişimle başbaşa kalıp düşünmeye ihtiyacım var...

oysa ki...

Oysa ki konuşmuştum kendimle, sözler vermiştim, telkinlerde bulunmuştum. Hepsi uçtu gitti bu sabah itibariyle. Şimdi boğazımda kocaman bir düğümle dolaşıyorum. Gözlerim her an dolu dolu... Bu sabah seninle göz göze gelince bütün ezberlerim bozuldu yine, kendimi hiç bu kadar teslim olmuş hissetmemiştim. Belki öyle çok geçerli bir mesleğim yok, bir avukat bir doktor değilim, çoğu insana anlatamıyorum bile, internet işi yapıyorum ben diyorum saçma bir tabirle. Yarıda bıraktığım bir kariyerim de yok, kariyer hedeflerim de yok... Kendimi bir şekilde ifade edebilmek amacım şu dünyada, cebime de 3 kuruş para girmesi... Ama şimdi ilk defa para kazanmak benim için bu kadar anlamlı bir hale geliyor, artık canım hiç alışveriş yapmak istemiyor, çuvalla bile gezermişim gibi geliyor, bir yerlere gidiyim diye hiç tutturmuyorum, tek derdim senin iyiliğin, senin geleceğin...İşte geçersiz mesleğime bu yüzden dönüyorum bebeğim. Doktor ilk günler sana küser sakın şaşırma dedi, küser misin gerçekten bebeği

Ahhhh be yawrummm

3 gün sonra işe başlıyorum. Hayal ne yaptıysam biberonu almıyor, almıyor... Aç duruyor ama içmiyor, öyle ağzında çiğniyor, binlerce model aldım hiçbirini kabul etmiyor. Moralim eksilerde, ben nasıl işe gidecem... Meme ver meme ver diye tepemde dikilenler size söylüyorum iyi halt ettiniz, Bir Allahın kulu da çıkıp demedi ki sen işe başlıycan arada bir biberon ver sonra almaz diye, ben şimdi napıcam, daha önce hiç böyle hissettmemiştim, resmen elim kolum bağlı. Meme emse bir dert emmese ayrı bir dert, sanırım çocuk olunca 3 sene falan çalışmamayı göze almak gerekiyor belki daha da fazla,çünkü geleceği göremiyorsun, sizi nelerin beklediğini göremiyorsun, planlı davranamıyorsun... Akıllı bebekleri kandıramazmışsın öyle yazıyordu bir yerlerde, tesellim bu. Sanırım biraz ofisten biraz evden çalışma durumunda kalıcam. bu durumda Nilay sana güle güle derlerse bile sesimi çıkaramam çünkü gerçekten yapabileceğim pek bişi yok, çocuk olayı hiçbirşeye benzemiyor....Onu çok seviyorum, Nilay ev kadın

Geri sayım başlasın

Son 1 haftamız kaldı, aslında saçma yaa önümüzde koca bir ömür var düşününce, hem haftasonlarımız bizim hem akşamlarımız ben gerekirse geceleri de uyuyamam nasıl olsa uyumadan da yaşanabileceğini tecrübe ettim. Şİmdi bize şans dileyin, bu süreci en hafif şekilde atlatabilmemiz, alışabilmemiz için. Hepinizi seviyorum:)

Hayalimdeki Pazar!!!!

"Kusursuz bir pazar öncelikle güneşli olmalı! Sabah erken kalkıp köpeğim Fidel'le Maçka Parkı'nda uzun bir yürüyüşe çıkarım. Eve dönünce erkek arkadaşımı İstanbul Modernde bruch vaadiyle uyandırıp Karaköye yürüyüşe geçeriz. Brunchdan sonra yeni bir sergi olmasa da bıkmadan İstanbul Modernii tekrar gezeriz. Sonrasında Gmalla sinemaya geçeblir ya da eve dönüp kaçırdığımız CNBC-e dizilerinin tekrarlarını izleriz. Akşamüstü bahçede sofra hazırlayıp güzel bir şara eşliğinde ailemi yada çok yakın arkadaşlarımızı bize davet ederiz. Gece çok geç saatlere kalmamaya özen göstererek "Trivial Pursuit" oyununa geçilir. Yatmadan önce gelecek haftanın ajandasını gözden geçirip haftanın siyah kıyafet kombinlerini hazırlamak, yeni bir haftaya başlarken huzurlu bir uyku uyumamı sağlar. " demiş ünlü bir markanın bilmem ne müdürü... Pazar ekinde okudum, yırttım gasteden üşenmeden yazdım buraya... Ablama bak yaa ne mükemmmel ne pozitif...Gerçekten çok hoşuma gitti, herşey ne k

Kafayi yicemmm

Arkadaş, herkes alternatif olmuş, geleneksek facebook fotoğraf gezme seanslarımından bile sıkılmaya başladım, tanıdımm yada tanımadımmm herkeslerin fotolar aynı bacım şaka gibi, kıyafetler, yorumlar, tarzlar yaa yiter gerçekten, hayır bana noluyo acep kıskanıyormuyum sanmam, afedersiniz ama yaşımız 30 oluyor azcık silkelenelim derim, bahhh ben bilem böyle düşünüyorsam vardır bu gidişatta bir yanlışlık ona göre... Ben şimdi evdeyim ya hala, televizyon izleme rekorları kırıyorum, show tv diye bir kanal var ya biliyonuz, bir evlilik şeyi var çözemedim gerçekten evliler mi, onlar var ne zaman açsam, canım Derya Baykalım var bugün kafasına huni takmıştı ki bu son nokta ooluyor sanırım, sürekli biişileri bozup ondan bişi yapan teyzeler var hastalarıyım, sonra da fenomen program yemekteyiz, ardından da diziler, hayatım ne kadar da renkli bu aralar ohhhh.... Yeni hayata adepte olmak zormuş eski alışkanlıklardan kurtulmak da öyle, aslında canım hem sıkılıyor hem de hiç sıkılmıyor çok garip hal

Fenalardayım...

1 ay kaldı,bugün işyerinden aradılar, temmuzda geliyon dimi diye, evet dedim ama içim çok fena oldu sonra Hayal'le göz göze geldik ben de ağlamaya başladım...

itis getting haatt in hiyirrr

Arkadaş resmen sıcak, öfff pöfflere başladık, ne kadar da denyoyuz, kışın yazz gelsin yazın da anammm piştim muhabettim, her daim Mayıs ayında kalsak ya bebişim, miss gibi püfür püfür... Ben ne zaman Hayal'le dışarı çıkarken panik yapmaktan vazgeçiceğim, hava 100 derece acaba hala üşürmü diye endişeleniyorum, korumacı bir ana profili neyim çizmeyecektin hannii Nilayyy??? Yaa bir de bu Survivor olayı var ya, şu an koca koca adamlar ağlıyor 70 milyonun önünde, neden katıldın o zaman?? ayrıca bu yarışmamsı şey birkaç sene önce de vardı, o zaman daha düzgün bişiydi sanki, hem bu seferki tipler kutu yarışmasında ünlü olanlar tiplermiş, şoke oldum!!! İş başı yapmama bir ay gibi bir süre kaldı dostlar, bebişi bırakıp gerçek hayata dönmek bakalım nası olacak, tavsiyelere, deneyimlere yürekten ihtiyacım var, çekinmeyin...ama çalışmam gerek hem bu duvalar üstüme üstüme geliyor hem de para kazanmak gerek, kızımız için.... Nerdeyse 5 aydır evdeyim ama hala pazar akşamları hafiften bir tribe gi

:(

Benim bu aralar biraz ilgiye, biraz motivasyona, uykuya, dostluğa, doğaya, denize, çalışmaya ihtiyacım var...

Bayan panic

Image
Hayatımızda ilkleri yaşamaya kaldığımız yerden devam ediyoruz... Dün ilk defa ateşlendik!!!Bendeniz fitil salmayı (adı bile garip) halen beceremediğim için gecenin bir vakti ananeyi çağırmak zorunda kaldık. Hayalin ateşi aşıdan dolayı çıktı, neyse sonra indi hemencecik, ama telaşlanmama yetti, bir de aşı yeri epey bir kızarmıştı, amannnn hep diyorum kendime sakin ol, panik yapma ama nato kafa nato mermer(bu laf da sanırım yüzyıllar önce vardı, bombaa)!!! Neyse alışıcağız sanırım böyle şeylere, ama bu arada dün 4 ay sonra sabaha kadar uyudu bizim ki, sabah olduğunda gözlerime inanamadım doğrusu, hadi bakalım.... Bebekli hayat çok güzel ama zor, buradan bildirmeyi bir borç bilirim, annelik de zor, ama aynı zamanda da dünyadaki en güzel şey, şu hayatta inanın başka hiçbirşeyin varlığı size o huzuru veremez, ötesi yok yaneee.....Bir duygu varmış kadına özel, Allahım vermiş bize ne kadar da şanslıyız, hele de bunu hissettmek en güzel mutlulukmuş!!!

Siftahhh

Hadi bakalım Hayal'le ilk Taksim çıkarmamızı bugün yapmış bulunuyoruz, akşam eve gelince kustu gerçi sevmedi mi acaba dersiniz???

Ne kadannn entresann

Facebook hayatımıza girdiğinden beri gerçi sanki hep varmış gibi davranıyoruz, bütün sülalemi orada görüyorum arakadaş!!!Bazen çok acayip oluyor, dayılar, amcalar, daha dünkü bebe kuzenler, yeğenler....Bir foto koyarken veyahut buraya bilem bişiler yazarken çekiniyor insan...Yaa sülaleden görürler okurlar, küçükken sigaralı fotoğraflarımı annemlerden sakladığım zamanlar gibi adeta... Ne biliyim internet aleminin eskilerinden olduğum için sanki bazen odama yabancı birileri girmiş gibi hissediyorum!!!Çok mu saçma bilemedim ama öyle hissediyorum, kendini ifade etme yerin ya sankim biraz kısıtlanmış oluyor işte o zaman....Sanırım kağıt kaleme geri dönülecek bu gidişlen...

Yuhh 4 sene olmuşş

Ben bu bloğu yazmaya başlayalı 4 yıl arkadaşım... Yaşlandığımın resmidir, amma ne edebiyat parçalıyormuşum zamanında... Bazı yazılarım epey bir bunalımmış, zaten benim bunalımım Hayal doğunca geçti :) Şimdiyse çok nadir zamanlarda ilham geliyor öyle uzun uzadıya yazmak için... Daha çok eğlenmek için yazıyorum, zaten en başından beri de amacım buydu, hiç öyle çok tıklansın mıklansın gibi bir derdim olmadı... Normal hayatımda da öyleyimdir ya, dikkat çekmekten her zaman çekinmişimdir:) Birçok şey de elbette yaşla ilgili, yaş ilerledikçe taşlar yerine daha iyi oturuyor... Takıntılarımın da yerine oturmasını ve hiç kıpırdamamasını da çok isterdim tabii... Sanal günlüğüm benim, yawrumm:)

Hayal Dünyası

Onu yaşıyorum... Her anımda, her nefes alışımda, her kalp atışımda... Minik elleri ellerim arasında, başı göğsümde, kokusu da hep burnumda... Sonra birden dalıyorum, hatırlamaya çalışıyorum Ondan öncesini, anımsayamıyorum, ben nasıl biriydim, neler yapardım ben, aklımda ne vardı eskiden, cevap bulamıyorum... Dünüm, bugünüm, yarınım, hepsi bir olmuş Onun etrafında dönmekte... Sonra şaşırıyorum kendime, önceden de duygusaldım,ama artık biraz fazla, ağlamak gülmekten güzel gelir oldu Onun mutluluğuyla... Sonra korkuyorum bazen, neden korktuğumu bilmeden sadece korkuyorum, hani çok mutlu olduğun zamanlardaki yersiz korkular gibi, garip... Ben şimdi şimdi anlıyorum ne demek olduğunu, bu sevginin yüceliği karşısında susuyorum sadece, gözlerimden yaşlar süzülüyoru sessizce... Sonra şükrediyorum, şükrediyorum Onun mucizevi varlığına, güzelliğine. ................................................................................................................. İlk anneler günümüzü yaşayacağız, h

Beyoğlu Beyoğlu

Image
Anne oldum diye çılgın Beyoğlu gecelerinden uzak kaldım sanıyorsam halt ediyorsunuz... Bebişin geceleri düzene giriyor yavaş yavaş, biz de aynen görüntü:) ama tabii no alcohol!!!Tünel tıklım tıklımdı bıraktığımızdan daha da kalabalık açık hava duman altı olmuş... Hayatımda sigara dumanından bu kadar rahatsız olacağımı asla tahmin etmezdim.... Vayyy beeaaaa, çok sevindim, başlalım bi daha sanırsam inşaallah, amin:) E tabii alkol ve sigara olmayınca biraz farklı takılmak zorunda kalıyor insan bir de aklım ne kadar olsa bebiş de tabii, sütü yetti mi, ağladı mı falan filan diye...İnsanları seyir ettim bol bol bir tek çekirdeğim eksikti walla:) Bir sürü dizi oyuncusu gördük tv den uzak olsam da beni yine yalnız bırakmadı kankalarım:) En eğlencelisi Beyoğlu Belediyesi bir tane alt koymuş, foto çekiyon sana mail atıyolar ondan çok güldük, foto da böyle çıktı ben biraz hayalet gibiyim.... Hadi çüzzzzzzzzzzz

aman ne diyim işte....

Bu aralar bizim sülalede yaprak dökümü yaşanmakta... Allah sıralı ölüm versin derler yaa ne de doğru bir lafmış....Önce eniştem şimdi de babanem....Evet babanemi kaybettil. Bizim aile için bir devrin sonu geldi... Çünkü tam olarak bilemesem de yaşı 90 ı geçmişti... Geçen bayram da her bayram olduğu gibi yine onun evinden toplanmıştık, torunun torunu ve o yanyadan foto çektrimişlerdi... Çok acayip olmuştum, kimler kimler doğmuştu ve kimler kimler bu dünyadan gitmiştii. Ama o hep ayaktaydı sanki bu dünyadan hiç gitmeyecekti... Anlatılanlara göre ölümü de hayatı gibi çok rahat olmuş, mekanın cennet olsun.... Kısa kısa haberlerler devam.... Nil Hayal agucuklara ve de gülücüklere başladı, resmen konuşuyor bana cevap veriyor, onu yalnız bırakınca şarkılar falanlar filanlar, müzik dinliyor, tv izliyor, yemekteyizi çok seviyor, çıngıraklarına balıyor, kısacası çok tatlı, aklımı kaçırcam korkarım onu severken bir gün ısırmak istiyorum.... Bu arada sevgli bir blogger Polonezköye giderken nasıl i

Bizden haberler....

Bebiş günbe gün büyüyor ben de hayranlıkla onu izliyorum bu süreçte... Her geçen gün daha da çok bağlanıyorum... Her geçen saat onu daha çok sevmeye başladım. Çok acayip bişiymiş... Soranlara anlatmaya çalışıyorum ama gerçekten beceremiyorum, benzeticek hiçbişi bulamıyorum... Bazen onu tekrar içime sokmak istiyorum sanki... Sürekli öpmek koklamak...Hele kokusu, gözlerimi yaşartıyor her defasında... Size bişi diyim mi, bu dünyadaki en büyük sevgi sanırım bu... En büyük aşklar halt etmiş yaneee o derece.... Hem bazen dışarı çıkayım diye kuduruyorum, hem de çıkınca da eve koşa koşa dönüyorum...Geçen de balık yemeğe gittik yemin ediyorum ne yedim ne yemedim hatırlayamıyorum.... Nasıl olacak ben işe güce nasıl dönücem, dönmesem mi, dönsem mi, değer mi, değmez mi hiç bilmiyorum, kafam öyle karşık ki, bebiş de başka bişiyi düşünmek de istemiyorum.... Öyle masum ve öyle muhtaç ki bana her seferinde kalbim pır pır ediyor, hele ben,ben ne kadar da muhtaçmışım böylesi bir sevgiye onun minik elle

üşengeçççççççççç

Biliyorum artık headerımı değiştirmem gerek ama gece uykusuzluğundan bazan kolumu kıpırdatacak gücüm kalmıyor inanın....Zaten bizm kız pek fırsat vermiyor anca yanımda birileri olacak da ben de rahat rahat bilgisayarda bişiler yapıcam.... Yoksam ne mümkün.... Btün gün müzik kanalı dinliyorum kafayı yemesem iyidir, k,m en son hangi videoyu yapmış, hangi album çıkmış bir sorun hele hepsini biliyorum, müzik yelpazem fena genişledi...Son favorim Rihanna'nın Rude Boyu :) Rasim klibi izledikten sonra Rihanna yollu mu dedi çok güldüm... Birde eski aşkım HIM yeni album yapmış, Kuzeyin soğuk çocukları, bilmiyorum üşeniyorum indirmeye albumu.... Onun dışında Oceana çok iyi falan filan ne diyorum ben soran oldu sanki.... Zaten aramasın beni kimse fena unutuldum biliyorum, olsun bakalım gün olur devran döner annemmmm.... Çalışmayı özlediğimi itiraf ediyorum ama işe başladıktan sonra 1. haftanın sonunda öfff pöffflere başlayacağımı da biliyorum... İnsanoğlu çok garip, ben kendimi çözemedim, çö

Son durumlar

Bebeğim 22 günlük oldu ve her geçen gün huysuzlaşıyor!! Ben böyle bir ağlama görmedim arkadaşım!!! O ağladıkça ben de ağlamak istiyorum ve itiraf ediyorum bazen de ağlıyorum:( Kriz anlarında ne meme emiyor ne dolaştırmak, ne de kucağa almak fayda etmiyor. Annem ben Rasim 3 müz ne yapıcağımızı şaşırıyoruz... Sonra bir porrrtttttttttttt sesi ve kaka.. Kaka yapınca rahatlıyor ama yapana kadar çok uğraşıyor, sonra da emme faslımız başlıyor, 1 saate yakın, dinlene dinlene çoğu zaman da söylene söylene emiyor:) Çok minik ama olan biten herşeyden haberi var yemin ediyorum, siz kimi kandırıyorsunuz der gibi bakıyor çoğu zaman....40 ına gerçekten çok umut bağladım, uykusuzluk fena çarpıyor çoğu zaman, hadi diyorum gündüz o uyurken uyuyayım ama o da olmuyor, ne evin işi bitiyor ne de benim işlerim. Arkadaşım bıyık çıktı ben de şoke oldum, hayatımda ilk kez, aynaya baktım şöyle yakından bayaa pala olmuşum, aldım cımbızı tık tık, acıyomuş, iplen neyim alanlar falan o daha betermiş bilmem ne işim o

Çildıriciğimmmm

Emiyo mu? Sütün var mı? Bak şunu şunu yersen sütün artar!! Bebeğin ayakları üşür bir çift çorap daha giydir. AAAAAA şapkasını çıkarma Aç aç doğalgazı, üstünü de ört Sinirlenme sütün kesilir Kilo alıyo mu? Ayyyyyyy çok minik!! Üzülme küçük bebek daha çabuk kilo alır? Aaaaa ne kadar zayıfsın, kızım ye ki sütün artsın Yaaaa lütfen yeter, aynı şeyler duymaktan sıkıldım, tamam biliyorum herkes bizim iyiliğimizi düşünüyor, ama biraz gelemyin artık bi durun, nefes alalım ailecek:(

süt kokusu sarmış her bir yeri....

Zamanın bu kadar hızla geçtiğine inanamıyorum. Bir bakıyorum öğlen 12 bir bakıyorum sabah 4... Minicik birşey tam 4 kişiyi idare ediyor... Ama bende ilerleme var, artık altını kendim değiştirebiliyorum, bir de banyo olayına iştirak edebilsem süper olacak, zira su değince attığı çığlıklar biraz panik olmama sebep oluyor... Zamanla o da ben de alışırız sanırım.... Şimdi uyuyor, gece 12-1 e kadar uyuyor sonra da gece nöbetlerimiz başlıyor tabii, ama dün gece fena değildi, 2 saatte bir uyandı biz de o arada kestirdik tabii... Acayip komik haller oluyor gece, ben hala kabuslar görüyorum malum doğum olayını tam atlatamadım, annem beni pışpışlıyor bazen bebekle karıştırıp:) Telefonun alarm seslerini bebek ağlaması ile karıştırıyor, ben desen farklı bir boyuttayım, babam her gece bebeciğe masal anlatıyor, bebeğin babası da emzirme koltuğunda 2 saat hiç kıpardamadan onu koynunda uyutuyor, çünkü kucakta uyamaya bayılıyor, biz de kıyamıyoruz sıcaklık istiyor melek... Hep bir 40 muhabbetti dönüyor

Kızımız geldi!!!!

Biraz erken oldu ama bebişimiz geldi, Nil Hayal Saraçoğlu... Uzun uzun yazarım belki belki de yazamam bilemiyorum.... Sancılı bir süreçti benim için, appar topar sezeryana alındım, hala kabuslar görüyorum... Çok şükür milyonlarca kez şükür.... Şimdi her an emzirme, bebişim minik, ne kadar çok emerse o kadar iyi...Şimdi uyuyor, gece kuduruyor. Tipik bir bebek işte:) Ben de hızla toparlanmaya çalışıyorum, çok fazla ağrım yok, sadece yürek sızıntıları var. Ona her baktığımda ağlamak istiyorum... Öyle minik öyle minik ki.... Bizim için dua edin, sağlıkla hemen kendimize gelelim:)
Yok ben biliyordum zaten böyle olacağını, evde olmak hiç bana göre değil hem de hiç... Şöyle 11 lere kadar yatıyım da, ardından çayımı elime alıyım da avanak avanak takılıyım nerdeee, bir kere sabahın köründe yine ayaktayım çünkü deli gibi açım, aç açına uyunur mu hiç, televizyonda o kadar iğrenççç şeyler var ki yemin ediyorum kusucam ve hala inadına Deryalı Günler adlı kaçık programı seyrediyorum... Kendime neden bu işkence bilemedim....Zaman zaman keşke erkenden izne çıkmasaydım diyorum, çalışırken herşey daha farklıydı... Ama ben kendimi bildim bileli hep böyleyimdir, duvarlar üstüme üstüme gelir... Bir de arkadaşlarım genelde çalışıyo, ben de yalnızım, annemler tabii ki yalnız bırakmıyor ama yine de ne biliyim.... Kaç gündür karın ağrıları, bağırsak hareketleri, kasılmalar bilmem neler, doğuma yakın zamanlarda olağan şeylermiş hep, bazen doğurmak üzereymişim gibi hissediyorum... Hem korkuyorum hem hiç korkmuyorum, sadece çok sinirliyim, herkesi tersliyorum sanki, kendime çok kızıyo

La Roux

Hafif bir gıda zehirlenmesini anlatan ben ve bebişim müziğe verdik kendimizi, sırf ona iyi geliyormuşmuş diye klasik müzik dinlemeye çalıştım ancak sevemiyorum yaa napıyım en fazla 2 dakka dinleyebildik, bence benim hoşuma giden müzikler onun da gidiyor olmalı....O yüzden fazla sert olmayan şeyleri tercih ediyorum ve birlikte dans ediyoruz bugün bu ablayı dinleyerek:) http://www.myspace.com/larouxuk

Ayran mı içtik????

Ne iş, Nilay kızım nelerdesin? demezler mi adama, merak edenler olmaz mı??Olur elbet bilirim.... Çok yoğunum gerçekten:) Ben evlenirken bile bu kadar koşturduğumu, listeler hazırladığımı, paralar harcadığımı hatırlamıyorum... Zaman daraldıkça beni hepten bir heyecan sarıyor öyle böyle değil.... Doğumdan ziyade işler yetişçek mi diye aptal kaygılara kapılıyorum kimi zaman... ve keşke bir kız kardeşim olsaydı diyorum bu aralar çoğu zaman, çünkü anneme çok fazla yüklenmek istemiyorum, şunu yapmak lazım bunu taşımak lazım diye.... Yere düşen o kadar çok şey oluyor ki anlayamıyorum eskiden de bu kadar sakarmıydım acaba diye düşünür oldum... Ah eğilmek öyle zor ki artık benim için.... Şişman, göbekli insanların halini çok iyi anlıyorum, ayakkabı, çorap giymek, yatakta dönmek, merdiven çıkmak, eğilmek ne kadar da zormuş... Walla dikkat edin şişmanlamayın benden size tavsiye, bir de bel ve sırt ağrıları var tabe... Bol yürüyüş yapmak lazım, bugün yapamadım... Neyse keşke bir kız kardeşim olsay