Posts

Showing posts from January, 2009

Post it!

Image
Photo: Apakstudio Post it leri çok seviyorum. Yurt dışında bunun sergileri- show gibi- bile var. Aslında biz de düzenlesek çok keyifli olurdu. Biraz özentilik mi olurdu ne desem bilemedim... Annemler yazlığa gittiklerinde yazları, bir yolunu bulup gitmezdim onlarla... Özellikle abimin askerde olduğu dönemde neredeyse 2 ay evde yalnızdım. Son zamanlarda depresyona girmeye başlayıp buzdolabının üzerine post it ler yapıştırarak hayali ev arkadaşıma ya da sevgilime artık o dönem de neye hasretsem ona notlar yazıyordum. "Dolapta yemek var, ısıtır yersin" ya da "alışveriş listesi: domates, süt bilmem ne" hepsi yalandan, aman aman, annem bunları görünce beni apar topar götürmüştü.... Zaten bir dönem acayip yalnızdım, nedense kapamıştım kendimi, aynı koltuğun üzerinde 1 hafta oturduğumu bilirim, aynı pozisyonda.... Acayip dalga konusu olmuştum... Hala annemlere gittiğimde o koltuğu görünce içim cız eder! ne garip yıllarca yaşadığım yer annemin evi oluyor birden bire.. Hööö

Franz Ferdinand

Image

Posters

Image
Fotolar: flowmi
Image
Foto: 2point8 Uyuyalım mı?

Diplo!

Hadi dans edelim , hem yarın cuma değil mi? Haftanın en güzel günü değil mi? Hem ay sonu değil mi? Yeni ay yeni paracıklar demek değil mi:) Bu da benden hafta sonu hediyesi olsun!!! Bu blog da bonusu olsun:

Karin Dreijer Andersson

Benim biraz geç haberim oldu:( The Knife'ın kız kardeş olanı Karin Dreijer Andersson albumu Mart ayında çıkıyi. Dinledim hemen myspace'den. Aman ne biliyim fazla dayanamadım. If I had a heart... Albumun tamamını dinleyince karar vereceğiz artık... Gerçi kadının sesi amazing olduğu için her zaman dinlenir. Bu arada Alçak Basınç ın en son programını mutlaka dinleyin... Thom Yorke'un Eraser albumunun remixlenmiş halini yayınlanmış geçenlerde.... Harrowdown Hill'i çaldı programında. Aman diyim....Güzide parçalardan oluşan bir seçmece program tadında olmuş:P güzel yaniiii.... Hahahh aklıma ne geldi şimdi, ben lisedeyken Radyo2019 vardı, bizim jenerasyon kesin bilir, sonra o (karıştırmıyorsam)Radyo Eksen oldu, ben sürekli radyoya telefon! açıp iş bavurusu yapıyordum. Sizinle çalışıyım falan gibisinden... Sonra Tüneldeki Bronx'da gene yıllar önce Radyo Eksen parti düzenlemişti. Brit pop gecesi gibisinden... O geceyi unutamam :P Radyonun Dj'lerinden birinin yanına gid

Radiohead

İspanyol sokak modası sitelerinde dolaşırken bak bak neler giyiyo millet diye dertlenirken, neden bizim buralarda da minicik bir şortla gezemiyoruz diye yakınırken birden acayip birşey oldu!!! Bunu buldum, internet gerçekten çok acayip bir mecraaaa yaaaa İzleyelim

Bir kedi gördüm sankimmmm!!!!

Image
Ya Allahım yarebbimmm, bu nasıl bir bakışş kii???? Nasıl yaramaz, nasıl.... Anasına bak oğlunu all... Bu ayın kapak güzeli.... Bu patiska biraz daha büyürse ayrı eve çıkmak isteyebilir...

Dinleyİsi...

Kelley Polar The Dodos

Offline Photohop

Image
Gördüm bayıldım, hemen linkledim:) Fotoğraflar: Baekdal.com

Doğum günü kutlamanın modası hiç geçmezz!!

Image
Ne güzel bir gündür. iyiki çıkarmışlar bu adedi.. Yaş kaç olursa olsun bugün hep kutlanmalıdır. Dünyaya gelişin o ilk anını 60 sene sonra bile kutlamak insanı kimbilir nasıl mutlu eder:) Onlardan biriydi...Keşke daha çok eğlenebilseydik, olsun benimkine az kaldı, hepsini aradan çıkarırız gerekirse:)

Röyksopp

Röyksopp'un yeni albumunun ilk single'ı BBC Radio 1'de yayınlanmış: Happy Up Here. Resmi web sitelerinden dinledim ben de... Çok anılarım var Röysopp lan ilgili, kah iyi kah acı :) Yine uzun zaman dinleyeceğim bir album olacağıdan eminim.... Albumun adı Junior, 23 Mart çıkıyor. Haber detayları için... Yeni single için Oh yaaa şöyle sevdiğim gruplar yeni bişiler yapsın da neşemi buliyim:)

Franz Ferdinand

Image
And the Oscar goes to.... demeye de az kaldı. Her sene olduğu gibi bu yıl da tekrarını izleyecem, benim gibi 11 de uyuyan bir tavuk için epey bir geç oluyor çünkü saat... 22 Şubattan sonra siz görün bir blogları şimdik, kim ne giymiş ne yapmış, tuvaletler, kırmızı halılar aman aman yaaa, ne çok isterdim kırmızı halı törenini canlı canlı izlemeyi.. Ya offf çok istedim şimdi gerçekten :( Adaylar, tahiminler falan burada
Altın duduşlar belli olmuş Sinema dünyasının en kötülerinin Oscarları olarak kabul edilen Razzie Awards adayları belli olmuş. Komedyen Mike Myers’ın oynadığı “The Love Guru” seçmenler tarafından 7 dalda ödüllere aday gösterilmiş. En kötü kadın oyuncu adayları Paris Hilton ve Cameron Diaz olmuş. Çok da iyi olmuş :)Justin'den sonra kadın bir garip oldu zaten. 40'ına gelen hatunlar genç çocuklara abayı yakıyor bu delikanlılar da sanki dünyada başka kız kalmamış gibi, bu hatunları tercih ediyor. Son zamanlarda çok moda oldu zaten.... Aman bananeeee, bugünde tam bir magazin manyaklığı üstümde, kendimi biraz "kİRLİ" hissediyorum azcık da denyo... Neyse şimdi bu duduşları buradan bakın...
Diziler, dizi dizi dizildiler! Tamam bu konuda çokça yazılıp çizildi amma benim aslında başka bir derdim var... Dizilerden şikayetçi değilim, seyrederim seyrettmem sanane, yorum yapmam, sevdiğime bakmam, hoşuma gidene bakarım, beynim mala bağlanır, narkoz almış gibi olurum. Kendimden geçerim, ağlarım gülerim falan filan... Yemekteyiz'e de hastayımdır. Neyse asıl konu bu değil... Güz Sancısı filmin galası yapıldı ya hemen magazin sayfalarına düştü tabi galanın görüntüleri... Beren Saat varya ne güzel kız o ya, onun manitası Bülent İnal'mış Ondan sonra bu Bülent beyin eski sevgilisi de Asi kız Tuğba Büyüküstün müş, sonra eski sevgili ve yeni sevgili aynı mekanda buluşunca Galada sıcak dakikalar yaşanmış...İki kız karşılaşmamak için özen göstermişler. Sonra Beren daha fazla dayanamamış gidip Tuğba'nın saçını başını yolmuş, o da kalkmış Bülente tekme atmış, sonra hep beraber çıkışta bir çorabacıya gitmişler, peşlerindeki paparizlere de ısmarlamışlar aslında Tuğba ve Beren kank
Ne iş? Ne nasıl iş? Hadi 50 Cent ve Cristina bir derece de Ariana Lima geliyor ya , şimdi eğri oturup doğru konuşalım, kız güzel ötesi...Fena bişi, bakıyorum bakıyorum bi sorun bulamadım hatunda... Ne diyelim bizim de içimiz güsel :P pehhhh yalan yalan benim için fesat :) Bu kutular kimbilir ne kadar para kazanıyor yaa, böyle tipleri getirebiliyorlar. Nasıl bir sistem ben şaştım, böyle dönem de bu kadar para harcamak ne kadar mantıklı. Yok arkadaşım kriz miriz, kriz biz de her zaman olduğu gibi... Zaten bir gün krizden çıksammm, aman aman mazaalah Yarebbim buna da şükür... Burada Adriana fotoları var :)
Image
İçim şişti - 2- Bütün gün burada oturuyorum. Sabah 9 akşam en erken 6 buçuk... Düşününce çok korkunç geliyor değil mi? Aynı yer, aynı insanlar, aynı hava,aynı yemek, aynı muhabbetler... Günün her dakikası da iş oluyor değil heralde. Aradan boşluk da mutlaka oluyor, sonra da sıkılmacalar başlıyor...İnternette gez, gez o da bitince başlıyorum blog okumaya, hele bir tanesini o kadar çok okuyorum ki, artık bu manyaklık seviyesine geldi ama kim olduğunu yazmıycam ne biliyim utanırım... Onunla kanka olmak istiyorum ne salağım.. Belki de son zamanlarda iş dışındaki arkadaşımlarımla vakit geçiremediğim için böyle hissediyorumdur.. O kadar uzun zaman oldu ki hesabını tutamadım. Üşeniyorum, garip bir durum. Belki de son zamanlardaki maddi durumumuzdaki umutsuzluk yüzündendir, kendimizi eve kapatıyor olmamız... Karnım doysun yeter diyorum son zamanlarda ama sırada bekleyen kallavi faturalar bazen bu düşüncemden de üstün geliyor. Benimle ilgili değil de, bazı insanların, şu an var mı yok mu onu d
Image
Patiska Kedisi ve blogu olan kızlar kervanına ben de otomatikman dahil olmakla birlikte bu durumdan hiç mi hiç gocunmadığımı belirtmek isterim... Gördüğüm ve tanıdığım kediler arasında en yaramazıyla aynı evi paylaşmak zaman zaman zor olsa da, beni çıldırtsa da yine de onu ne kadar çok sevdiğimi ve de sevebileğimi sadece bu fotoğraf bile anlatıyor sanırım.Yaptığı bir hareketle bütün sinirimi geçirmeyi başaran bu yaramaza benim canım kedim, patiskammmm!!!
Amy 'e kızamıyorum...Tam toparlanmıştı diiyoruz, hatun gene dağıtıyor. Tamam dağıtmak çok güzel ama ne biliyim yaa... Seviyorum bu kızı...
El emeğinin kazanca dönüştüğü adres demişler... Çok hoşuma gitti, azcık el becerim olsaydı kesin ben de katılırdım... Ama ne yazık ki atkı örmekten öteye gidemedim:( Olsun yapanı her zaman desteklerim, hayran kalırım, özenirim.. Bol satışlar dilerim!!!
Image
Toplantı Notu!
Image
Vicky Cristina Barcelona 'yı izledim. Konusuna hiç bakmadan, hakkında hiçbirşey bilmeden bir filme gitmeyi aslında çok severim, ama sürekli ineternetle ve gündemle meşgul olduğum için bu pek mümkün olmuyor! Tam bir aşk filmi bekliyordum açıkçası ama bir yandan da filmin afişe bakarken bazı farklı durumların olduğunu da hissediyordum. Film daha ilk dakikasında etkisi altına aldı ve aniden gelişen olaylarla dolu dolu bir 2 saat geçirtti bana. Renkler, mekanlar, içkiler, insanlar herşey o kadar hoştu ki film bittikten sonra Barcelona ya gidicem diye tutturdum, canım da acayip bir şekilde kırmızı şarap içmek istedi. Ama ikisi için de vakit epey bir geçti! Sanki saat erken olsa Barcelona'ya gidicekmişim de.. Scarlet Johansan'ı pek sevmem aslında, ama bu güzel bir kadına olan uyuzluk gibi değil, tipim değil sadece:) Ama Penelope Cruise girince işin içine susarım, saygı gösteririm...Sigara içmek bir kadına ancak bu kadar yakışabilir!! Javier Bardem de zaten iyice havalandı walla B
Image
Yaz Bekarı Nereden geldi bilmiyorum ama Elif 'le aklımıza Yaz Bekarı filmi geldi dün... Ne güzel filmdi... Karısıyla arası bozuk olan genç, yakışıklı bir adamın (Tarık Akan)çapkınlık yapmak için bir kızla tanışması ve daha önce hiç yaşamadığı bir mutluluğu onda bulması... Sonrası aşk tabi... Ama adamın karısının durumu öğrenmesi hiç de gecikmiyor. Genç kız da sevdiği adamın evli ve de çocuğu olduğunu anlayınca aradan çekilmeye karar veriyor. 2 insanın hayatında hiç kapanmayacak olan bir yara açılıyor ve aşkları sonsuzlukta kaybolmaya yenik düşüyor. Adam evli, adam aşık kız da öyle... Hele o kız (Gülşen Bubikoğlu)... Olan zaten ona oluyor bana göre, çünkü en mahsum o... 2 sevgilin buluştukları o şirin çatı katı şahit oluyor aşklarına, duvardaki siyah beyaz resimler de cabası... Her seyretttiğimde son sahnesi (Gülşen Baubikoğlu'nun çatı katını terk ederken asansöre binmesi, fonda Güle Güle sanaa, yolun açık olsun gibi vurucu sözleri içeren bir şarkının çalması, dışarda deli gibi
"Korku Kültürü" işte buna bayıldım
Portfolyo dediğin böyle olur hıhhh... Sokak modası halt etmiş Bu çocuğu çok tuttum... Radiohead tam 12 senedir favorim: Morisseyin 'in yeni albumunu dinliyorum son günlerde...Biraz sert mi olmuş ne, ama hala kadife gibi sesi var,geçen gün evli ve bir çocuklu bir arkadaşım "Nilay Morissey gelse, herşeyi bırak gel dese, giderim biliyomusun" dedi, çok güldüm!!! Düşünmeye değer mi, tööbe tööbe :P Taksim-Levent metrosundaki pasta, börek türü şeyler datan bir yer vardı ya, adı neydi bilmem ne tren,hatırladım Kara Tren oranın havuçlu, tarçınlı keki 10 nomero, hergün iyiyorum, Rasoş alıyo, geçende ofiste herkesi kandırdım, ben yaptım diye :P inandılar ama sonra vicdan azabı çektim itiraf ettim, utandım... Zira ben kek yapmayalı 27 sene oldu :P Ekoseli montlarda, ceketlerden kusucam ama buna hayır demem onu alırım, bunu alırım, ayın 15 inde parasız kalırım, kocam var ondan yerim, ben bunu hep yaparım, geleceği hiç düşünmem, ne olacak böyle bilmem, güneye yerleşmek istiyorum a
Kedicikler, kedicikler, kedicikler :):) http://icanhascheezburger.com/
Adımı değiştirdim, Zaten küçük bir kızken de adımı değiştirmek isterdimm.. Nedense Gamze olsun isterdim, daha okula bile başlamamışken büyünce ilk işim ismimi değiştirmek olacak derdim... Hayallerini kurardım, hatta babama sormuştum, o kadar sıkılmıştı ki bu konudan "mahkemeye başvururuz" demişti canım babam.... Şimdi memnunum adımdan, hala Hilal, Nihal diyenler oluyor ama olsun :) Adımı değiştiremedim ama bloğumun adını değiştirdim, sebebi yok, nasıl saç rengini değiştirmek için bir bahane aramıyorsak bu da onun gibi bir şey sanırım, yarın ki hedefim de saçımı boyamak... Biliyordum böyle olacağını... Yaklaşık 3 senedir hiç boyamıyordum, kendi kendime karar almıştım, doğal olan en güzeldir ayaklarına yatmıştım.Ama saçlarım o kadar bakımsız geliyordu ki gözüme gittim oturdum fütursuzca kuaför koltuğuna ama artık kendim boyayacağım. Her defasın milyonlar harcamama gerek yok. 10 TL ye bitiririm işimi diyorum. Ben de karar verdim artık her ...kun fotosunu koyacam buraya, ne beğen
Çok üzgünüm... Gerçekten... Dünyada olan biten artık o kadar canımı sıkıyor ki çaresiz kaldığım için insanlığımdan utanıyorum. Birşey yapmak istiyorum, ne yapacağımı bilmiyorum, mitingemi katılsam, elime bir pankart da ben mi alsam bilmiyorum... Zaten benim gibi milyonlar olduğu için belki de Filistin bu kadar çaresiz bu kadar yalnız... Çocuk bunlar yaa çocuk, nefret ediyorum insanların içindeki hırstan, para hırsından adını bilmiyorum işte, içlerindeki artık ne hırsıysa. Ulan ölücez hepimiz, ötesi var mı? Sebebini bilmiyorum neyi paylaşamıyorlar, neden herkes bu kadar sessiz. Dertleri en fazla ne olabilir, ilgilenmiyorum ilgilenmek de istemiyorum. Sadece üzülüyorum, hem de çok... Dua ediyorum, artık düzelsin diye, mahsum insanlar ölmesin diye... Bu dünyada bir çocuğun hayatından daha önemli ne olabilir ki diyorum kendi kendime...Bu insanlar tek suçu var olmak, şaka gibi dimi, oralı olmak, orada ölen bir çocuk başka bir ülkenin vatandaşı olsaydı bunların hiçbiri başına gelemeycekti