Posts

Showing posts from May, 2011
“Sevdiği tarafından yeni terk edilmiş, işinden mutsuz, muhalifliğini bir yere kanalize edemeyen otuz yaşlarında bir kravatlı adamın akşam meyhanede körkütük olana kadar içip karanlık sokaklarda evinin yolunu bulmaya çalışmasını konu olan bir kısa filmin müzikleri […] Sıfırdan başlamanın kudreti ve aşağılık hissi Leithauser’in sesinde yan yana karşılıklarını bulurken, albümün kapanışı olan isim parçasında ev yoluna varılıyor, kravat bir tarafa atılıyor, dipsiz rüyalara uyunuyor.” (Roll, Mart 2004) Bu satırları yazdığımda 22 yaşındaydım, ne ciddi bir terk edilmişlik tecrübe etmiştim, ne işimden mutsuzdum, ne de kendime muhalif diyebilecek kadar bilinçliydim. Ama aylar ve yıllar beni körkütük olana kadar içip Çukurcuma gece körlerinde kendini eve atmaya çalışan biri yaptı otuzlu yaşlarıma merdiven dayadığım şu günlerde. Dramatize etmeyeyim, gülmelerim ağlamalarımdan daha çok ama bu The Walkmen’in seneler önce beni benden daha iyi tanıdığı gerçeğini değiştirmiyor . demiş uzun yıllardır tak

Hayalimdeki iş yeri

İlk önce fazla soru sormayan iş arkadaşlarının olduğu bir ofis olmalı. Neden evli ve çocuklu  olduğum konusunu irdelemeyen, tarzımdan dolayı hiç anneye benzemediğim gibi saçmalıklarla kafamı şişeren insanların olmadığı.... Levent-4.Levent- Maslak güzergahında olmayan. Taksim, Kabataş, Fındıklı, Karaköy, Beşiktaş, Sirkeci kabulumdur. Ofiste fazla takılmayan patron ya da patronlar. (geriliyorum onların varlığından nedense) Dışarıda yemek yeme seçebeği tabi ki, hava almam şart. Mümkünse Türkçe müzik dinlenmemesi, özellikle yüksek sesle.. Sabahları günaydın demememe aldırış etmeyen insanlar. Ve akşam 5 de paydos, sabah 6 da bile gelirim, yeterki akşam erken çıkıyım, dışarıda da bir hayat olduğunu bilen bir iş yeri... Çok mu şey istiyorum, hiçççç sanmıyorummm!!!