Posts

Showing posts from August, 2010

Inception

İzledim,evet, bebekten sonra ilk sinema deneyimim... Özlemişim evet, reklamları bile hem de!! Film mi? Evet, güzeldi ama şahane değil, etkileyici ama o kadar da değil! Çok hevesliydim, hevesim kursağım da mı kaldı evet!! Kursak ne korkutucu geldi birden!!!!

Tatlişko büyüyünce.

Gizli gizli (!) takip ettiğim bloggerlardan biri MUMMY sayesinde öğrendiğim ve seneye kesinlikle gitmek istediğim bir yer: Dedetepe Çiftliği . Tatlişko seneye 1,5 yaşında olacak zaten... Böyle insanlara gerçekten inanılmaz gıpta ediyorum hatta kıskanıyorum! Kendime kızıyorum sonra, ot gibi yaşadığım için, işe yarar bi bok yapmadığım için, günün birinde belki bulurum hem beni hem de bu dünyayı mutlu edebilecek bi uğraş!İlhammmmmmm

Boşluğum ve Ben

Benim içimde bir boşluk var, Kapanmıyor o boşluk biliyor musun? Bazen orada kayboluyorum, Ne onunla yapabiliyorum ne de onsuz... Boşluğum ve ben, bazen çok üşüyoruz...

Anlam veremediğim lise yıllarım...

Ben lisedeyken deli gibi Radohead dinlerdim, öyle böyle değil ama, bayağı bir fanatikleriydim. Thom Yorke'a aşıktım falan filan....(nasıl oluyorsa) Acıklı acıklı onları dinler, ağlardım, içerdim, delirirdim. O yaşta o kadar hüznü neden taşırdım inanın hiçbir fikrim yok, 15 yaşında genç bir kız neden kendini sigara tiryakisi olmak için zorlardı ya da sabah sabah neden en dandik kırmızı şarabı içerdi ki, bunu da hiç bilmiyorum, kendime sürekli bir işkence hali içindeydim, belki o zamana göre haklı sebeplerim vardı kendimce, ama kendime zarar vererek bunu çözmeye çalışmak ne kadar akıl karıydı. Şimdi bile Radiohead'in o The Bends dönemindeki şarkılarını dinleyince tüylerim diken diken oluyor. Yaşıtlarımın başına kavak yelleri eserken ben çözemediğim sorunlarımdan Radiohead şarkıları ile kurtulmaya çalışıyordum. Yanımda da hep aynı insan vardı. Way be diyorum şimdi düşününce, way be...Şimdi büyüdüm, atlattım ama Benim de kızım var, çok korkuyorum!!!

Zannedersem ki....

Evet doğru burası çok değişmiş, ama benim de aynı olduğum söylenemez!!!

Fil bacaklı gelin

Başlığı hemen açıklıyım; rahmetli babanemin sülalemizdeki bazı kadınlara taktığı komik komik isimler vardı, bu da onlardan biri. Kalın bacaklı olduğı için şimdi ne adını ne kendisini hatırladığım biri için böyle derdi "Fil bacaklı gelin". Komik kadındı babanem... Gelelim bu konunun benimle olan ilgisine, artık kalın ayak bileklerini liposuction ile inceltiyorlarmış!!! Araştırdım,ettim sanki yaptıracakmış gibi, zira oldum olası bileklerimin kalınlığından rahatsız olmuşumdur. Bayağı bir gaza geldim haa, estetik merkezlerine falan bakıım dedim kendi kendime ta ki bu sabaha kadar... Sabah durağa doğru giderken bir teyze de önümden ilerliyordu, incecik biri ama yüzünü görmesem genç kız sanacaktım. Anam bir baktım ki bacaklarından biri dizden aşağı davul gibi şişmiş, ama öyle böyle değil,kocaman olmuş. Gözlerim fal taşı gibi oldu, bir bacağı incecik bir bacağı şiş böyle, belli hasta, geçmiş olsun,şifa versin... Üzüldüm bir garip oldum, neyse tam bu manzarayı unutmaya çalışırken bu

Başlık bulamadım

Annem beni gün içinde hiç aramaz acşil bişi olmadığı sürece, dün telefonuma çağrı attığı zaman ters bişiler olduğunu hemen anladım tabii. Korka korka aradım, hastanedeymiş beni acil ameliyata alacaklar falan dedi. Dur dedim ya ne ameliyatı hemen ev geç ben geliyorum dedim. Taksiye atladığım gibi Paşa'ya vardım 15 dakikada.Annem de babam da renkler gitmiş tabi, panik havası son sürat esiyor. Hemen dedim Nasır'a (bizim ailenin jinekoloğu) gidiyoruz. Ben gidemedim tabii, bebişi bırakabileceğimiz kimse yok. 1 saatte iş tamam, detaya fazla girmek istemiyorum. Şİmdi Salı gününü bekliyoruz, patalojiye giden parçanın durumuna göre tedavi olacak. Annem'e bişi olduğu zaman bir anda patlakverir ve de hep uzun tedavi gerektiren şeylerdir. Ona ne kadar iyi bakmaya çalışsak da, o ne kadar kendine dikkat ettese de ne yazık ki bu tür şeyler hiç peşimizi bırakmaz oldu. Artık alıştım demek istemiyorum ama hiç değilse acil durumlarda ne yapmam gerektiğini az çok öğrendim. Soğuk kanlı olmaktan

Kestirip attım!...

Doğumdan sonra bir türlü bitmek bilmeyen saç dökülme sorunuma karşı gerçek bir savaş açmış bulunuyorum. En büyük silahım da saçlarımı kestirmek! Tıpkı bir erkek gibi düzenli olarak berbıra gidip kırt kırt, daha önceleri nasıl kezban gibi uzun saçlı geziyormuşum şaşıyorum kendime! Dünyanın en rahat şeyiymiş kısa saç. Gerçi bebiş artık tutup çekemiyecek ama olsun... Yine her zaman olduğu gibi konu dönüp dolaşıp ona geliyor, çek seviyorum napayım????? Gönül isterki yeni saçımla şuraya bir fotogıraf attıveriyim amma ofiste olmaz,evden yaparım belkim. Bitti.

Dayanmak ne zormuş

Şu an abartmıyorum Hayal'in kokusunu duyuyorum ve ağlamamak için kendimi çok zor tutuorum, onu düşünürken herşey ve herkes ne kadar boş geliyor Allahım sen yardım et bana:(Yaptıklarımız, yaşadıklarımız ne kadar saçma, tek gerçeğim o...

Herkesin var da benim yok mu??

Cep telefonu geçmişim 2000 yılına dayanır, üniversiteyi kazanınca annemgil almıştı hedaye olarak, ama bence benim azgınlıklarımı takip etmek amacıyla aldılar. 10 sene olmuş,bu süre zarfında sanırım 4 tane falan telefon değiştirdim,genelde ya elden düşme kullandım or hediye geldiydi. Telefona para harcamaya karşıydım zira, neyse sadede gelelim, Rasim dün bana Iphone aldı, çok korkuyorum dünden beri ona bir zarar gelecek diye:) Alışık değilim, biliyorum herkeslerde var ama ben bir garibim utanıyorum çıkarmaya insan içinde, öffffff masraf oldu desem de inanmayın, çok sevinçliyim:)