Canım ülkem
Ben siyasetten hiç anlamam, gerçekten cumhurbaşkanı kim diye sorsalar durur bir düşünürüm, magazin programlarındaki aptal güzeller gibi (burada kendime de güzel diyorum saçma oldu) saçmalayabilirim. Ama zor da olsa doğru cevabı verebilirim, sadece birçok insan gibi genel geçer şeyleri bilirim, way efendim kaç yılda bir seçim oluyor, muhalefet bilmem ne gerçekten so boring.
Benim canım ülkemin kaderi yine belli oldu, kafam basmadığı için yorum da yapamıyorum. Sadece kendi yaşadıklarımdan ve deneyimlerinden yola çıkarak bazı şeyleri anlayabiliyorum.
Artık bir çocuğum olduğu için kendimden ziyade onun geleceği için uğraşıyorum, şartların iyi olması için, özgür büyüyebilmesi için...
Ne kabarmış bir milletçilik duygum vardır, ne de nefretim. Milli maçlarda hiç duygulanmam, Eurovision'u umursamam, sanatla ilgili 40 yılda bir güzel birşey olursa sevinirim, sokak çocuklarını görünce ağlarım.
Boğazı ben de beğenirim, ama ona karşı balık yiyelim diye bugüne kadar hiç tutturmadım, Karaköy de yemeği tercih ederim, Beyoğlu'ndan çıkmam, Bağdat Caddesini severim ama uzak... Nişantaşı iyidir, Beşiktaş candır, Sultahmet-Gülhane yeni evim, Kadıköy gençliğimdeki sığınağım... Herkes gibi trafik ve kalabalıktan nefret ederim, ama ıssız bir yere tatile gidince İstanbulu özlerim.
Resmi daireler de herhangi bir işim olduğu zaman, verdiğim paralar ve ordan oraya gitmeler yüzünden ben de çok küfür ederim, ama 2 saat sonra unuturum. Son yıllarda en gözüme çarpan da sağlıkla ilgili düzenlemeler, istediğimiz hastane de tedavi olabiliyoruz sanki bu iyi birşey. Başka mesela ben de bu sene tatile uçakla gideceğim ilk kez bunun bir ilgisi var mı bilemiyorum ama iişte iyi birşeyler arıyorum!
Eğitimle ilgili hiç birşeye karışmak bile istemiyorum ben kendi eğitimimi bile tamamlayamadım, herşeyin baştan yapılması gerekiyor.
Uzun süredir aynı maaşlar alınıyor, alım gücü hep aynı ama nedense benim daha çok kıyafet ve ayakkabım var, alışveriş yapmak sanki daha kolay. Yaz sezonu başladığından beri 4 çift ayakkabı almışım misal!
Yer yer saçmaladığımın farkındayım, kafam çok karışık
Benim canım ülkemin kaderi yine belli oldu, kafam basmadığı için yorum da yapamıyorum. Sadece kendi yaşadıklarımdan ve deneyimlerinden yola çıkarak bazı şeyleri anlayabiliyorum.
Artık bir çocuğum olduğu için kendimden ziyade onun geleceği için uğraşıyorum, şartların iyi olması için, özgür büyüyebilmesi için...
Ne kabarmış bir milletçilik duygum vardır, ne de nefretim. Milli maçlarda hiç duygulanmam, Eurovision'u umursamam, sanatla ilgili 40 yılda bir güzel birşey olursa sevinirim, sokak çocuklarını görünce ağlarım.
Boğazı ben de beğenirim, ama ona karşı balık yiyelim diye bugüne kadar hiç tutturmadım, Karaköy de yemeği tercih ederim, Beyoğlu'ndan çıkmam, Bağdat Caddesini severim ama uzak... Nişantaşı iyidir, Beşiktaş candır, Sultahmet-Gülhane yeni evim, Kadıköy gençliğimdeki sığınağım... Herkes gibi trafik ve kalabalıktan nefret ederim, ama ıssız bir yere tatile gidince İstanbulu özlerim.
Resmi daireler de herhangi bir işim olduğu zaman, verdiğim paralar ve ordan oraya gitmeler yüzünden ben de çok küfür ederim, ama 2 saat sonra unuturum. Son yıllarda en gözüme çarpan da sağlıkla ilgili düzenlemeler, istediğimiz hastane de tedavi olabiliyoruz sanki bu iyi birşey. Başka mesela ben de bu sene tatile uçakla gideceğim ilk kez bunun bir ilgisi var mı bilemiyorum ama iişte iyi birşeyler arıyorum!
Eğitimle ilgili hiç birşeye karışmak bile istemiyorum ben kendi eğitimimi bile tamamlayamadım, herşeyin baştan yapılması gerekiyor.
Uzun süredir aynı maaşlar alınıyor, alım gücü hep aynı ama nedense benim daha çok kıyafet ve ayakkabım var, alışveriş yapmak sanki daha kolay. Yaz sezonu başladığından beri 4 çift ayakkabı almışım misal!
Yer yer saçmaladığımın farkındayım, kafam çok karışık
Comments