Karşı pencereden
Adam dediki:"Senden sonra renkleri bizden kalan nostaljide aramalıyım.Senden sonra, bizi utangaç ve gizemli yapan acının bile hasretini çekiyorum. Bekleyişin, vazgeçişlerin, şifreli mesajların hasretini çekiyorum. Görmek istemeyen körlerin dünyasındaki kaçak bakışlarımızın da... Eğer görünseydik, onların utancı, onların nefreti, onların zorbalığı olacaktık. Senden af dileyecek cesaretimin olmayışının acısını çekiyorum. Bundan dolayı artık pencerenden içeri bile bakamam. Daha ismini bile bilmezken, daima orada, seni gördüğüm yerdeydin ve daha iyi bir dünyanın düşünü kuruyordun; bir ağacın bir ağaç oluşunun engellenmediği bir dünya ve mavinin gökyüzü olabildiği bir yer..." Kadın dedi ki:"Senin jestlerini kendimde buluyorum; seni kelimelerimden tanıyorum." ..Ve kadın dedi ki: "Seni bırakan herkes, kendinden bir parça bırakıyor. Anıların sırrı bu değil mi? Eğer böyleyse kendimi daha güvende hissediyorum; çünkü asla yalnız olmayacağımı biliyorum."...
Adam :
"Yalnız kalmak ya da kalmamak...Gerçekten istediğin ne? Biliyorum şimdi tam da kendine ulaşma yoluna girmeye niyetlendiğin bu zamanlarında dışardan bakıldığında yalnız kalmak ister gibi bir halin var... Artık bencillik yapmak istiyorum ben de hayata karşı... Sana karşı... Sen, hayat, biz.... Belki de senin yalnızlığın olmak istiyorum ve o yüzden kendi yalnızlığımı artık terkediyorum”
Ve kadın:
“Her bakışımın, her hareketimin manasını biliyorsun, kandıramayacağım tek insansın... Öyle ki nasıl kendimi kandıramıyorsam da seni de asla... Yoksa artık aynada kendimi görebiliyor muyum?”
Adam kadına baktı. Kadın incecik boynunun üstünde duran kafasını ileriye doğru uzatmıştı. Sanki sorunun cevabını böylece daha iyi görebilmeyi umuyor gibiydi. Saçları yanaklarından boynuna akasya yaprakları gibi dökülüyordu. Kocaman gözleri biraz da tedirgin bakıyordu.
Adam sonunda:
" Senin bir parçan olduğuma, senin benim bir parçam olduğuna emin olduğum kadar eminim." dedi. Sen benim bütün hayatım boyunca yalnızlığımdın..
"Senin kim olduğunu biliyorum, bu da bana güven veriyor. Senin hakkında öğreneceğim hiç bir şey seni gözümde bir başkası yapmaya yetmez. " dedi…
Kadın memnuniyet belirten bir ses çıkardı…
Sanki "Bende sana güveniyorum ve bu çok kolay oluyor!"
der gibi idi…
"Ben senin için hep ben olacağım zaten ki."
Küçük kakırdamalarla güldü… Sonra yavaşça sakinleşti.
Derken suratı düştü. Bir gölge kapladı yüzünü. Gözleri
hüzünle dolu, mavi sislerin arkasından bakıyordu…
"Bazen bir döngüde takılıp kalmışım gibi geliyor. Sanki birini bekliyorum, kendimi bekler gibi. Bazense sanki kanatlarımı çırpıp uçacakmışım gibi geliyor. Her an özgür olabilirmişim gibi. Sonsuza kadar mutlu olabilirmişim gibi… Ya da sonsuza kadar kaçabilirmişim gibi…"
Adam yavaşça kadına doğru yaklaştı. Fısıldar gibi bir sesle:
"Bazen düşlerimiz de kafiyelidir. Bir masalın bitip, bir yenisinin başladığını anlamak zordur, geceleri yorganın altında gerçekler fantastik desenlerle bezenmiştir." dedi…
Kadın: " Duyulmaz, görülür bazı sesler…
Düşünceler… Düş…
Başka âlemlerde düşünce boyutunda konuşur Gerçekler”…
Cem-Nilay
Adam :
"Yalnız kalmak ya da kalmamak...Gerçekten istediğin ne? Biliyorum şimdi tam da kendine ulaşma yoluna girmeye niyetlendiğin bu zamanlarında dışardan bakıldığında yalnız kalmak ister gibi bir halin var... Artık bencillik yapmak istiyorum ben de hayata karşı... Sana karşı... Sen, hayat, biz.... Belki de senin yalnızlığın olmak istiyorum ve o yüzden kendi yalnızlığımı artık terkediyorum”
Ve kadın:
“Her bakışımın, her hareketimin manasını biliyorsun, kandıramayacağım tek insansın... Öyle ki nasıl kendimi kandıramıyorsam da seni de asla... Yoksa artık aynada kendimi görebiliyor muyum?”
Adam kadına baktı. Kadın incecik boynunun üstünde duran kafasını ileriye doğru uzatmıştı. Sanki sorunun cevabını böylece daha iyi görebilmeyi umuyor gibiydi. Saçları yanaklarından boynuna akasya yaprakları gibi dökülüyordu. Kocaman gözleri biraz da tedirgin bakıyordu.
Adam sonunda:
" Senin bir parçan olduğuma, senin benim bir parçam olduğuna emin olduğum kadar eminim." dedi. Sen benim bütün hayatım boyunca yalnızlığımdın..
"Senin kim olduğunu biliyorum, bu da bana güven veriyor. Senin hakkında öğreneceğim hiç bir şey seni gözümde bir başkası yapmaya yetmez. " dedi…
Kadın memnuniyet belirten bir ses çıkardı…
Sanki "Bende sana güveniyorum ve bu çok kolay oluyor!"
der gibi idi…
"Ben senin için hep ben olacağım zaten ki."
Küçük kakırdamalarla güldü… Sonra yavaşça sakinleşti.
Derken suratı düştü. Bir gölge kapladı yüzünü. Gözleri
hüzünle dolu, mavi sislerin arkasından bakıyordu…
"Bazen bir döngüde takılıp kalmışım gibi geliyor. Sanki birini bekliyorum, kendimi bekler gibi. Bazense sanki kanatlarımı çırpıp uçacakmışım gibi geliyor. Her an özgür olabilirmişim gibi. Sonsuza kadar mutlu olabilirmişim gibi… Ya da sonsuza kadar kaçabilirmişim gibi…"
Adam yavaşça kadına doğru yaklaştı. Fısıldar gibi bir sesle:
"Bazen düşlerimiz de kafiyelidir. Bir masalın bitip, bir yenisinin başladığını anlamak zordur, geceleri yorganın altında gerçekler fantastik desenlerle bezenmiştir." dedi…
Kadın: " Duyulmaz, görülür bazı sesler…
Düşünceler… Düş…
Başka âlemlerde düşünce boyutunda konuşur Gerçekler”…
Cem-Nilay
Comments