Geç kalmış saygı duruşu sonbahara
Şimdi böyle karanlık oldu günün bu saatinde... Şakır şakır yağmurun sesi duyuluyor yine... Havanın gitgede soğuduğu besbelli, yetmiyor ince montlar, yazdan kalmış ayakkabılar, t-shirtler... Yazdan kalmış kafalar da yetmiyor, değiştirmek lazım bu kafaları da...Toptan bir değişiklik bir nevi temizlik... Saç modelini bile değiştirmek lazım belki de, iyice havaya girmek için. Daha çok yazmak daha çok okumak, yeni yerlere gitmek, yeni insanlarla tanışmak, eskileri tamamen silmek lazım..Gitmek lazım aslında buralardan... O özlenen duyguyu bir kez daha hissetmek... Yabancı olmanın verdiği rahatlık ve özgürlüğün içinde kaybolmak lazım. Değişik gözlerle göz göze gelip, gözleri kaçırmamak lazım. Gülümsemek lazım, selam vermek lazım... Tanışmak lazım,telefon numarası vermek, telefon beklemek lazım... Kaçmak lazım, yorganın altına saklanmak lazım. Sorarlarsa yok dedirtmek, tek başına kalıp düşünmek lazım, köprünün üstünden geçmek lazım, sigara yakmak lazım denize karşı.... Güneşin batışına bakmak lazım, ağlamak lazım o güzelliğin karşısında, dürüst olmak lazım, söz verip yerine getirmek lazım, söz almamak lazım, sözü yerine getiren son insanlardan olmak lazım... Kaybolmak lazım film karakterlerinin arasında, arkadaş olmak lazım onlarla, aile ile vakit geçirmek lazım, sohbet edip hatır sormak lazım.. Ziyarete gitmek lazım eşe dosta, gece dışarı çıkmak lazım, dans etmek lazım, ona buna sataşıp espiri yapmak lazım, taksicilerle muhabbet etmek lazım memleket nereydi diye başlayan, kışlık bot almak lazım, bir de palto, bir de kazak , almışken bir de pantolan almak gerek...Makyaj yapmak gerek kış renklerinden oluşan, koyu renk far sürüp kirpikleri uzatmak lazım, allıkla tamamlayıp parfümle bitirmek lazım kış hazırlıklarını...
Yine bitecek sonbahar ve yine yerdeki kuru yapraklara benden başka kimse basmıyacak, herkes bakıcak şaşkın şaşkın bu kız napıyor böyle diye. Belki 2 kişi olsak daha normal karşılanacak. Belki bir oyundur diyecekler kendi aralarında... Üşüyecek gene eller, kazağın kolları çekilecek, ısıtmak için akılsıra...Akşam üstü gene hüzün basıcak, haftasonu tembellik, akşam sıkıntı, sabah da keyifsizlik. Sonra bir şarkı çalıcak radyoda. Boşverilecek beş dakikalığına, keyifli anlar yaşınacak, neden 70 ya da 80 li yıllarda yaşamadım denilecek. Ama sanırım yaşadım gibi ben o zamanlarda, hatta sevgilim bile vardı en gerçeğinden. Beraber dolaşıyorduk vosvosumuzla, bira içiyorduk sahilde, bebek yapıyorduk bir, iki tane. Kavga ediyorduk, ağlıyorduk, gülme krizine girip, sarmaş dolaş uyuyorduk...Ormana gidiyorduk, bisikletle dolaşıyorduk, köpeklerimizle oynuyorduk, yüzüyorduk denizde... Beni o kadar iyi anlıyor ve tanıyordu ki sebepsiz ağlamalarım ya da gülmelerim ona çok normal geliyordu, çünkü o da öyleydi. Ama benim kadar belli etmezdi, zaten aynı burçtuk, aynı ayda doğmuştuk ama ben ondan 4 gün büyüktüm... O da benden 12 yaş kadar... Beraber kutlardık doğum günlerini, hatta bir keresinde aynı hediyeyi almıştık birbirimize, çok sevdiğimiz bir grubun son 45 liğini...Ne de çok şaşırmıştık, sarılmıştık sonra deliler gibi birbirimize, gerçek sevgiyi herhalde en son o zaman yaşamıştım...Üstünden epey uzun bir zaman geçmiş...Yaklaşık 30 yıl!
Yine bitecek sonbahar ve yine yerdeki kuru yapraklara benden başka kimse basmıyacak, herkes bakıcak şaşkın şaşkın bu kız napıyor böyle diye. Belki 2 kişi olsak daha normal karşılanacak. Belki bir oyundur diyecekler kendi aralarında... Üşüyecek gene eller, kazağın kolları çekilecek, ısıtmak için akılsıra...Akşam üstü gene hüzün basıcak, haftasonu tembellik, akşam sıkıntı, sabah da keyifsizlik. Sonra bir şarkı çalıcak radyoda. Boşverilecek beş dakikalığına, keyifli anlar yaşınacak, neden 70 ya da 80 li yıllarda yaşamadım denilecek. Ama sanırım yaşadım gibi ben o zamanlarda, hatta sevgilim bile vardı en gerçeğinden. Beraber dolaşıyorduk vosvosumuzla, bira içiyorduk sahilde, bebek yapıyorduk bir, iki tane. Kavga ediyorduk, ağlıyorduk, gülme krizine girip, sarmaş dolaş uyuyorduk...Ormana gidiyorduk, bisikletle dolaşıyorduk, köpeklerimizle oynuyorduk, yüzüyorduk denizde... Beni o kadar iyi anlıyor ve tanıyordu ki sebepsiz ağlamalarım ya da gülmelerim ona çok normal geliyordu, çünkü o da öyleydi. Ama benim kadar belli etmezdi, zaten aynı burçtuk, aynı ayda doğmuştuk ama ben ondan 4 gün büyüktüm... O da benden 12 yaş kadar... Beraber kutlardık doğum günlerini, hatta bir keresinde aynı hediyeyi almıştık birbirimize, çok sevdiğimiz bir grubun son 45 liğini...Ne de çok şaşırmıştık, sarılmıştık sonra deliler gibi birbirimize, gerçek sevgiyi herhalde en son o zaman yaşamıştım...Üstünden epey uzun bir zaman geçmiş...Yaklaşık 30 yıl!
Comments