Zihin
5 aydır yoğun olarak yoga yapıyorum, öncesi de var tabii, ama arada ayrılıklar olmuştu. Bedenimde daha önce hiç yaşamadığım bazı değişiklikler olmaya başladı. Doktorlardan biri vücudumun temizlenmeye başladığını söyledi. Uzun yıllar sigara içtim ve hiç düzenli olarak spor da yapmadım.
Kadın doğum doktorum da ayda 2 kere yumurtladığımı ama bunun bir sebebi olmadığını söyledi. Enteresan.... Sürekli burnum akıyor, öksüyorum ve hapşıyorum. Ama bütün bunlara rağmen fazlasıyla enerjiğim. Yoga hocalarımdan biri de bedenimin değişikliğe tepki verdiğini sabırlı olmam gerektiğini söyledi. İlk 1 sene böyle geçebilirmiş. Nasıl bir etkisi var gerisi siz düşünün artık.
Zihnimle ilgili olan değişikliğe ise hiç girmek istemiyorum. Zira kaybolmuş gibiyim biraz, dolana dolana ilerliyorum, bir takım haller hiç bitmiyor.Kendimi bildim bileli spiritüel yaşama karşı ilgim sonsuz olmuştur. Birşey hissetmeden yapamam, haz almam lazım. Bu dinle de ilgili olabilir, günlük yaşam aktiviteleri olabilir. İş hayatı yüzünden makine gibi hergün aynı şeyleri yaptığımız için duygusallıktan uzaklaşıyoruz, o zaman da canımız sıkılmaya başlıyor. Biliyorum çok zor, geçim sıkıntısı, hastalıklar, kayıplar, hayatımızı hergün zorlaştıran bu devletle yaşayabilmek, hayata tutunabilmek.... hiç bir zaman pollyanna olmadım, olamam da, ama sahip olduklarım, sahip olduklarımız için şükretmeyi alışkanlık hale getirebiliriz. Bir süre sonra bu pozitif düşünce sistemine doğru sürüklüyor insanı, akışına bırakıp, fazla mudahele etmediğinde birşeyler kendiliğinden oluveriyor. Bu öyle bir koyverme ki hem hiçbirşey yapmama hem de yapılacak herşeyi yapmış olmak gibi. O yüzden bedeni eğitirken zihni de katmak gerekiyor. Zihin kontrolü ve kontrolsüzlüğü en zor pozlara girmekten bile zor...
Kadın doğum doktorum da ayda 2 kere yumurtladığımı ama bunun bir sebebi olmadığını söyledi. Enteresan.... Sürekli burnum akıyor, öksüyorum ve hapşıyorum. Ama bütün bunlara rağmen fazlasıyla enerjiğim. Yoga hocalarımdan biri de bedenimin değişikliğe tepki verdiğini sabırlı olmam gerektiğini söyledi. İlk 1 sene böyle geçebilirmiş. Nasıl bir etkisi var gerisi siz düşünün artık.
Zihnimle ilgili olan değişikliğe ise hiç girmek istemiyorum. Zira kaybolmuş gibiyim biraz, dolana dolana ilerliyorum, bir takım haller hiç bitmiyor.Kendimi bildim bileli spiritüel yaşama karşı ilgim sonsuz olmuştur. Birşey hissetmeden yapamam, haz almam lazım. Bu dinle de ilgili olabilir, günlük yaşam aktiviteleri olabilir. İş hayatı yüzünden makine gibi hergün aynı şeyleri yaptığımız için duygusallıktan uzaklaşıyoruz, o zaman da canımız sıkılmaya başlıyor. Biliyorum çok zor, geçim sıkıntısı, hastalıklar, kayıplar, hayatımızı hergün zorlaştıran bu devletle yaşayabilmek, hayata tutunabilmek.... hiç bir zaman pollyanna olmadım, olamam da, ama sahip olduklarım, sahip olduklarımız için şükretmeyi alışkanlık hale getirebiliriz. Bir süre sonra bu pozitif düşünce sistemine doğru sürüklüyor insanı, akışına bırakıp, fazla mudahele etmediğinde birşeyler kendiliğinden oluveriyor. Bu öyle bir koyverme ki hem hiçbirşey yapmama hem de yapılacak herşeyi yapmış olmak gibi. O yüzden bedeni eğitirken zihni de katmak gerekiyor. Zihin kontrolü ve kontrolsüzlüğü en zor pozlara girmekten bile zor...
Comments