Bu Sonbahar başka Sonbahar

Yaz mevsiminden yeni çıkmış bedenim ve ruhum biraz yorgun şimdi... Ne de olsa uzun bir yaz oldu.... Hiç olmadığı kadar sıcak, sessiz... Farklıydı bir o kadar da aynıydı... Yazdı işte... Sadece yaz...
Her geçen yıl değişen iklim şartları korkutuor şimdi. Yılın en yağışlı aylarından birini böyle kupkuru karşılamak hiç yakışımıyor biz İstanbullulara... Ama ne gelir elden geciken sonbaharı beklemekten başka...
Düşünüyorum da değişen sonbaharla beraber hayatta mı değişiyor? Beklentiler, umutlar, aşklar, her şey....Hayata dair ne varsa değişiyor mu? Beni asıl korkutan bu sanırım...

Değişimden en fazla yara alanlardan biri arkadaşlık... Nasıl sonbaharda artık yağmur yapmıyorsa, havuzlarda kuru yaprak yerine hala pırıl pırıl su varsa ve ben hala kısa kollular ile dolaşıyorsam arkadaşlık da artık biribirini arayıp sormayan hatta yaşadığından bile haberi olmayan insanların eline düşmüş bir durumda... Beraber geçen onca yılın bırakın önemini hatırasını bile görmezden gelen insanların elinde oyuncağa dönüşmüş .Oynamaktan sıkılıp atılan, yerde paramparça olan bir oyuncağa...


Günler de kısalmış olmasa iyiden iyiyiğe sonbaharın geldiğini anlayamayacağız. Akşam üzeri olduğu zaman çıkan hafif serinlik ürperitiyor şimdi bedenemi. Uzun kavak ağaçlarının arasından geçerkenki yaprakların senfosi kulaklarıma güzel bir melodi olarak doluyor. Hiç içeride olmak istememek ve hiç dışarıya çıkmak istememek arası bir duygu hissettiğim.

Daha üretken olmak ister gibi bir halim var, daha çok işe yarar olmak gibi... Daha çok azim, boşa geçen zamanın bir an önce telafi edilmesinin telaşı... Uzun zamandır süren çabalarımın meyvesini kimi zaman alıyorum ama kimi zaman da dünyanın en cahil insanı gibi hissediyorum kendimi. Öyle şeyler var ki şu hayatta çözülmesi gereken, cevaplanmayı bekleyen... Ve sanki bana düşen de en zorları, en anlaşılmazı.. Ya da ben anlayamıyorum... Kim bilir?

Kuru yaprakların üzerine basıldığı zaman çıkan çatırtı gibi bazen çatırdıyor hayat.... Kimileri ebediyete gidiyor, kimileri de ilk adımını atıyor dünyaya. Geride kalanlar ya da hoşgeldin diyenler mutlaka ağlıyor. Ya üzüntüden ya da sevinçten... Hep sevinçten olmasını istemez mi insanın kalbi, hep sevinçten... Zor, gerçekten çok zor...
Olumlu düşünürsem gerçekten olumlu olur mu herşey?

Comments

Popular posts from this blog

Götüm başım ağrıyor kimi zaman

Post it!

MP3'ümün içindekiler!!!