Posts

Showing posts from September, 2009

The XX

Beni bilenler bilir, öyle her grubu kolay klay sevmem ama sevdim mi ölümüne severim... Mesela bu seneki en büyük patlamalarımdan birini Bat for Lashes la yapmıştım. Aylarca, gecelerce, günlerce onlarla yaıtp kalkmıştım. Yeni bombam ise The XX... Epey bir zaman önce blogların birinden öylesine indirmiştim Crytalised'ı... o zamanlar sallamamıştım, hani bir şarkıya ya da bir müzisyene şans verme süreci vardır ya insanın kendi kendine yaptığı bir şeydir bu. Mesela bunu yapmamıştım. Sonra da buradan teşekkürlerimi bir borç olarak bildiğim Sevgili Reset Magazin yazarları sayesinde The xx'i farkettim. ve yaklaşık 2 haftadır büyük bir aşk yaşıyoruz... Öyle garip şeyler hissediyorum ki, sanki bu kadar dinlediğim sevdiğim bütün müzisyenlerden, bütün şarkılardan, konserlerden birer parçayı onların şarkılarında hissediyorum. Her seferinde hayatımın bir karesi gözümün önüne geliyor. İlk dinlediğimde direkt aklıma The Notwist geldi ki onları da çok severdim,Vokaller çok farklı tabii ama bazı

Söz verin

Çiçekli böcekli kız bloglarının içinde şimdi hangisine baksanız, sonbaharla ilgili ne de güzel yazılar vardır! Yok sararan yapraklar, yok yağmur altında romantizim bilmem ne... Ya bırakın artık demek istiyorum. İstanbul'da artık ne sonbahar ne de başka bir bokun anlamı var. Benim tek anladığım 1 gecede yağmur yağmasıyla, bizim keyif çattığımız semtlerden sadece 1 saat uzaklıktaki bir semtte insanların ölüyor olması. Ve bizim de her zaman ki gibi hiçbişi yapamadan, sanki çok bir matah bişi yapıyormuşcasına ahh ahh wahh dememiz. Hatta bazılarımızın saçmasapan yorumlar da bulunması, anlam veremediğim bir şekilde değişik tepkiler vermesi!! Her defasında hayrete düşüyorum her defasında anlayamıyorum!!! Tek derdimiz Iphone umuz melodisi olsun tamam mı? Orda burda bilmem nerde onu bunu çekiştirmek olsun bir de, ondan sonra da süpersonic lüks semtimize gidelim, ordan da deniz ya da orman ya da her ne boku gören evimiz var işte orda akşam üstü içkilerimizi yudumlayalım. Diğer en büyük der

Lütfen!...

Acaba benim bloğumun adresini bir şekilde bulup, bu yazıyı okuyup, üstüne alınır mısın bilmiyorum ama, lütfen beni arama artık yaa!!! Yani çooookk eskiden tanışıyor olabiliriz, birsürü şey yaşamış olabiliriz, sana göre iyi bir arkadaşlığımız olmuş olabilir ama, bilmem kaç kez beni aradığın halde ben o telefonu açmıyorsam, sen de bu kadar yoğun hayatının arasında, yemeyip içmeyip zaman tutup aylar sonra beni farklı bir numaradan arayıp sonunda o lanet telefonu açmamı sağlıyorsan, ve telefonda sanki daha dün konuşmuşuz gibi gayet sıradan, tonunda hiçbir duygu belirtisi olmayan bir sesle benimle konuşuyorsan sana burdan sadece yuhhh diyorum arkadaşım ya!!!!! Bilmem anlabiliyor muyum? Evlenmen, barklanmam bilmem napman hiç umrumda değil, tıpkı yıllar önce senin umrunda olmadığı gibi... Hadi sana iyi günler